İÇİN C.H P. ? Önemli ve güç olan, siyâsi hayata fiilen katılmak veya katılmamak meselesi idi. Siyasi partiler içinde vazi- -e almadıkça, Türkiyenin siyasi hayatına müessir olma- nın güçlükleri ve hattâ imkânsızlığı, içimizden söküp atamadığımız hizmet arzusu, 27 Mayısta başladığımız yo- lun tabii sonucu olan "Çağdaş Türkiye" hedefine varmak ihtirası müsbet kararımızın gerekçesidir. Bir kısım arkadaşlarımız C.K.M.P'ne ve T.İ.P.'ne girdiler. Kendilerini tebrik ettik. Başarılı ve memlekete yararlı olmaları yürekten temennimizdir. Esasen 1962 se. nesinde yapılan Brüksel Toplantısında, her arkadaşın müstakil olarak hareket etmesi kararını verdiğimiz için tarihi 14'ler topluluğu fiilen sona ermiş, bu ismin ifade ettiği mânâ, ümid ve güç onun mensuplarına intikal et- misti. Bu bakımdan her arkadaşın beğendiği, hizmet im- kânı gördüğü ve fikir beraberliği içinde bulunduğu parti- lere girmesi gayet normaldir. İhtilâl yolu ile ortaya çıkan kişilerin beş sene gibi kısa. bir süre içinde diğer vatandaşlar gibi ocemiyetin bünyesi içinde olağan roller alabilmeleri 27 Mayısın ve Türkiyenin gurur duyulacak bir özelliğidir. Bunun derin mânasını anlamalı, bütün unsurları ile normal düzene girebilmenin güven ve sevincini duymalıyız. C.H.P. 42 senelik mazisine, enkaz üzerine kurulan yeni Türk Devletinin temel partisi olarak geçirdiği çok çetin ve değişik safhalara ve Büyük (Atatürkün hizmet şerefini halkla paylaşarak kusurlu görülen taraflarını sır- tında taşımasına rağmen daima genç, dai güçlü ve daima "Büyük Parti" olarak kalabilmiştir. Türkiyede da- ha kalabalık partiler olmuştur. Ve bundan sonra da ola- caktır, fakat büyüklük sıfatı Halk Partisinden ayrılma- yacaktır. Kuruluşundan bugüne kadar, kendi bünyesini fikir. davranış ve fizik bakımlarından devamlı olarak geliştir- mek suretiyle; en sağdan (Tek Parti) solun en sağ hu- duduna kadar şuurlu ve ölçülü bir tempo ile gelebilen Halk Partisi elbette büyük partidir, elbette Türkiyenin kaderinde son sözü söyliyecek partidir. Devletimizin kuruluş safhasının bütün yükünü çe- ken, çok partili siyasi hayatın her türlü menfi tezahür- Orhan ERKANLI lerine hedef olan, 27 Mayısla hiçbir ilgisi olmadığı halde onun getirdiği fikirleri, 1961 Anayasasının, yılmaz savu- nucusu olan C.H.P. en son olarak Genel Başkanının ağ- tayin etmiştir. Diğer partilerin oy kaybetmek endişesiy- le, yurt meseleleri karşısında ekseriya sustuğu veya yu- varlak lâflarla oyalama yaptıkları, daha doğrusu ne ya- pacaklarını bilmedikleri seçim arefesinde, Halk Partisi açıkça ortaya atılarak, yurdumuzun ihtiyaçlarına, hal- kın inançlarına tercüman olmuştur. Aslında bu tutum. Halk Partisinin kendi kendini yenileyebilme, çağdaş ola- bilme kabiliyetinin bir ifadesidir. C.H.P. Programının te- mel direkleri olan altı ok böylece ileri bir anlam kapan- maktadır. Anayasamızın öngördüğü Sosyal Demokrasi bir bakıma. Devrimcilik, Halkçılık ve Devletçilik ilkelerinin toplu ifadesidir. Partilerin temel ilkelerine, memleketin şartlarına, ihtiyaçlarına ve çağımızın fikir akımlarına pa- ralel olarak bir öncelik sırası verilmelidir. Bu dahi yet- mezse program değişikliği (o yapılmalıdır. C.H.P. bir za- manlar Cumhuriyet ilkesi için savaştı. Çünkü o devirde Cumhuriyet sözü dünün "Sosyal Adalet" kavramı kadar ürkütücü, fakat zaruri idi. Bir zamanlar Lâiklik ilkesi uğrunda uğraştı. Halk Partisi dinsizdir propagandası iki seçim kaybetmesine sebep olduğu halde, asla tâviz ver- medi. Şimdi milli kalkınma sentezinin üç yönü -İktisadi, sosyal ve kültürel yönleri, milliyetçi bir açıdan ele sun- makta, ısrarla, inatla ve cesaretle savunulmaktadır. Bu fikirler mutlaka halka anlatılacak ve Türkiye sosyal adalet, sosyal güvenlik içinde, milliyetçi bir şuurla, çağ- daş dünya içindeki yerini alacaktır. İşte biz çağdaş Türkiyeye, ileri Türkiyeye, büyük Türkiyeye giden yolda kervana karıştık, kalbimiz çarp- tığı müddetçe bu hedefe doğru koşacağız. Esasen bizi beş yıl gizli bir cemiyet içinde çalışmaya iten, bir Mayıs sabahı laşmak veya bu yolda yok olmak ihtirası idi Yine ayni dayız. yoldayız ve aynı yolda olanların arasta- Bölge Müdürlüğüne derhal gerekli ya- zı yazılacak, Ege Mensucatın stoku tesbit edilecek ve ona göre de tahsis yapılacaktı. Emrinin süratle yerine getirilmesi gerekirdi. Bunları Şube Müdürüne bütün hış- mıyla söyleyen Erdem, sonra, secim bölgesinden gelen Ege Mensucat tem- silcilerine yan gözle, "nasılım?" der gibilerden baktı. İzmir Bölge Müdürlüğüne ( gerekli yazı yazılmış, ardından da bu, Bakan emrine karşı gelme cüretini gösteren, usülden, sistemden, prensipten, hak- tan, hukuktan fazlaca bahseden" Şu- be Müdürünün derhal yeri değiştiril- miştir. AKİS, 5 HAZİRAN 1965 Ne var ki işine hakim, ne yaptığı- nı bilen, prensiplere sadık Sanayi Da- iresi Reisi, meseleyi sonradan öğre- nince çok şaşırmıştır. Herhalde, İzmir Bölge Müdürlüğünden gelecek cevap- tan sonra da. Ege Mensucat firması- na tops tahsisi işi Sanayi Bakanlığı- nı bir kere daha karıştıracaktır. Çün- kü Sanayi Dairesi Reisi, "kendisi ye. rinden alınmadıkça" böyle bir tahsi- sin yanılmasına imkân vermeme ka- rarındadır en asiye ündeki aslan öyle bir- ri gen vi mn yemekle tatmin olunacak cinsten değildir. Hücuma geç tiği, yerinden oynatamıyacağını hisse- dince karşısında geri Çekildiği Sümer- bank Genel Müdüründen sonra, Seka Genel Müdürü de "Sükse" Ali Naili Erdem için başka bir icraat konusu teşkil etmiştir. Ancak bütün çabasına rağmen yerinden edemediği Seka Genel Müdürü Cemal Köstemin gelip tekrar makamına oturması Erdemin bir türlü hazmedemediği davranışlardan biri olmuştur. Müfettişlerden dilediği gibi bir rapor da alamadığı için, şimdilik Kösteme işden el çektrememektedir. Yanı durum hiç de, Erdemin istediği gibi gelişmemektedir. Çünkü, dörtlü: komitenin M.P. kanadı Köstemin de- giştirilmesi teklifine "Evet" dememe, yi kesin karara bağlamıştır. . Y.T.P. 7