m A K | S Yıl: 12 Sayı: 572 5 Haziran 1965 Cilt: XXXII HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI YURTTA OLUP BİTENLER Millet Kimin sesi? Bu hafta içinde radyolarında, genç- lik hakkında ifade edilmiş bir fik ri işitenler, bu fikrin sahibinin Devlet Başkanı Cemal Gürsel olduğunu anla- makta gerçek bir güçlük çektiler. 27 Mayıs İhtilaliyle devletin başına geç- miş olan Cumhurbaşkanı Gürsel, bir gençlik hareketiyle başlayan o ihtilâ- lin beşinci yılında gençlerin "politika" ile uğraşmalarını tenkit ediyor, onları azarlıyordu, Gençler kendilerini hükü- met sanıyorlardı. -Yani, boyların- dan büyük işlere karışıyorlardı-. Hal- buki onlardan istenilen okumaları, ge- ne okumaları ve okumalarıydı. Bilgili olmalarından başka bir şey kendilerin- den talep edilmiyordu ki burunlarını şuna veya buna sokuyorlardı. Radyo- ların dinleyicileri Devlet Başkanının bir şeye kızmış olduğunu anlamakta güçlük çekmediler. Devlet Başkanı Hü kümett de çok başarılı bulduğunu söz- lerine eklediğine göre , -Türkiyenin, petrollerini idare edemeyeceğini söyle- yen Süleyman Demirel ile onun ideal arkadaşlarından Enerji ve Tabii Kay- nakçı Mehmet Turgut bu hükümetin üyeleridir- kızgınlığının gençler tara- fından yapılan tenkitlerden doğduğu- nu anlamak daha da kolay oldu. Halbuki Cemal Gürselin gençlerin ruh haletini daha iyi değerlendirmesi beklenirdi. Beş yıl önce siyasi rejim- den memnun olmadıkları ve Türkiye- yi daha iyi daha ileri bir siyasi reji- me lâyık gördükleri için yollara dökü- len gençler şimdi Türkiyeyi daha mut- lu bir sosyal ve ekonomik istikbalin beklemesi gerektiği fikrinden kuvvet almaktadırlar. Cemal Gürsel 27 Mayıs hareketini dejenere ettirmeden, onu gerçek ide- aline, yâni demokratik sivil idare mec rasına sokmada en fazla emeği ge- çenlerden biridir. Bütün aşın arzula- ra karşı onun basireti fren görevini yapmıştır. Beş senenin sonunda mese- leleri değişmiş Bulunan Türkiyede genç leri azarlamaktan ziyade onları anla- mak ve onların hislerini bir defa da- ha, memleket için faydalı yöne çevir- mek lâzımdır. Eğer "politika" memle- ketin idare ediliş tarzı ise onun hak- kında gençlik, tıpkı 27 Mayıs öncesin de olduğu gibi -Gürsel o zaman bunu tasvip etmiyor muydu'?- bugün de söz ve fikir sahibi olacak, aksiyon gerekti- ğinde o görevi yerine getirecektir. Bu- nu yapmamasını ve kitaplarım oku- makla yetinmesini ondan istemek bu- günün Türkiye'sinde haklı bulunacak bir fikir değildir. Hele buna, Hüküme- ti savunan sözler eklemek -yani iki şeyi bir arada yapmak- tenkit hürri- yetini dahi zedeleyen bir davranıştır. Cumhurbaşkanı Gürsel bu sözleri söylerken belki bunu kastetmek iste- memiş bulunabilir. Nitekim Cumhur- başkanı çok zaman kastetmek isteme- diğini söylemekte ve ondan sonra a- çıklamalar yayınlamak zorunluğu doğ makta, bazen bu durum -hele dış ko- nular ele alınmışsa- sorumlu hükü- metleri zor vaziyete düşürmektedir. u, sözü dinleyenlerden çok sözü söyleyende aranması gereken bir Cemal Gürsel Söz gümüşse... hatadır ki konuşma miktarı arttıkça bu hatadan sakınmak o imkânsız ol- maktadır. Partizanlık Erdemin yeni maceraları Sanayi Bakanı Ali Naili Erdem, bun- dan birkaç gün önce İmar ve İs- kân Bakanı Recai İskenderoğluna sor- du: " — Senin Genel Müdürlerinden Ba- büroğlu CHP'den adaylığını koyacak- mış... Sen hâlâ bu adamı işbaşında tutuyorsun! Bu nasıl (oBakanlık et- mek?" İskenderoğlunun alaylı bir tebes- sümle cevap verdiği bu soru. yaptık, ları geçen hafta bu dergide kısmen a- çıklanan "Sükse Nail" adıyla mâruf Ali Naili Erdemin "Bakanlık anlayı- şı"nı en güzel şekilde izah etmektedir, Erdem, her birisi bir gensoru konusu olabilecek partizanca icraatına, yapı- lan neşriyata ve hattâ meselenin Mec lise aksetmesine rağmen, ısrar ve inat- la devam etmektedir. 27 Mayıs Anayasa ve Hürriyet bay- ramının kutlandığı gün, Millet Mec- lisinde Sanayi Bakanlığı Bütçesi gö- rüşülürken, MP Grubu adına konuş- makta olan Memduh Erdemir, Erdeme dönmüş ve: "— 27 Mayıs Hürriyet ve Anayasa bayramını kutladığımız bir günde, hu- kuk devleti ve Anayasaya aykırı bir davranışı yüce Meclisimizin ıttılaına sunmakta fayda görüyor ve sayın Ba- kandan. Ankara Çimento Fabrikası Müdürü Vedat İlalanm görevinden u- zaklaştırılmasinın sebebini soruyor ve vicdanlarda tereddüt bırakmayacak bir cevap m, demiştir. Erdemin cevap veremediği bu soru ile Meclise, de intikal eden mesele şu- dur: Bundan bir süre önce, Erdemin keyfi tasarrufu ile Ankara Çimento Sanayii Müdürü ve aynı kurumun Mü dürler Kurulu Başkam Vedat İlalân işinden uzaklaştırılmıştır. Fakat İla- lan derhal Danıştayda dâva açarak, "yürütmenin durdurulması"' kararını AKİS, 5 HAZİRAN 1965