SPOR kıyaslanamazdı. Baratas olsun, Cer- an olsun, sezon boyunca Avrupanın hangi kentinde uluslararası bir yarış- ma varsa gönderiliyor, durmadan ya- rıştırılıyorlardı. Buna karşılık Muhar- remin kaderi Ankaranın atletizm sa- hasına bağlıydı. Besim Aybars, öğren- cisini her gün karşısına alıyor, çalış- maların aksamamasını sağlıyordu. Böylece haftalar, aylar geçiyor, Dal- kılıç Atletizm Federasyonunun bir ya- rış bulmasını bekliyordu. Buna rağ- men bir Balkan şampiyonası oldu mu, ünlü Balkan atletleri Muharremle boy ölçüşemiyorlardı. Ankarada başlayan Balkan şampiyonlukları gittikçe ço- galmıştı. Helsinki zaferi 1963 yılı Muharrem için altın yıl ol- du. O yılın Haziran başında Finian- diyanın başkenti oHelsinkide Muhar- rem, atletizm hayatının en büyük ba- şarısını elde etti. Balkan uluslarıyla İskandinavya ulusları arasında bir at- letizm yarışması düzenlenmişti. o Bal- kan uluslarının seçicileri, Balkan Kar- masına Muharrem Dalkılıcı da aldılar Dalkılıç 5000 metrede, romen Bara- basla birlikte, Balkan Karmasını tem- silen koşacaktı. Barabas ve finlandi- yalı Saloranta 5000 metrenin favorisi kabul ediliyordu. Oysa pistte tutulma sı imkânsız biratlet vardı: Muharrem Dalkılıç! Yarış boyunca Dalkılıç, Ba- rabas ve Salorantla çekişti. Seyreden- ler heyecandan yerlerinde, duramıyor- lardı. Bu 5000 metre yarışı, Balkan - İskandinavya atletizm yanşmasının en heyecanlı yarışmasıydı. Muharrem yarışın bitmesine 50 metre kala şâhâ- ne bir finiş yaptı. Finlandiyalı atlet bu mücadelede yenilgiyi hemen kabul et- mek zorunda kaldı. Barabas ise, gücü tükeninceye kadar mücadeleyi bırak- madı. Ama bu çaba faydasızdı. Muhar- rem gene geçilemedi. Onbinler türk at- letini ayakta alkışlıyor türk atleti bu sergiye gözyaşlarıyla karşılık veriyor- du, yarışmaların teknik kurulu, bu müthiş çekişmenin etkisinden kurtu- lamadı. Muharrem Dalkıçı Balkan - İskandinav Yanşmasının en başarılı atleti seçti. Böylece Dalkılıç, onca ünlü atlet arasında Finlandiya Cum- hurbaşkanının armağanını, aldı. Bu yarış, Muharrem için unutul- maz bir anı oldu. Aradan yıllar geçti, genç türk atleti bu müthiş çekişme- nin en küçük noktasını bile unutama- dı, Bu yarışta türk atletizmi aynı za- manda şâhâne bir derece de kazan - mış, 5000 metre Türkiye rekoru 14022 ye inmişti. 34 Dalkılıç bir yarışmada Kendi kendini kurtaran sporcu Dalkılıç bu başarısıyla adını Avru- pa sporseverlerine de duyurdu. Avru- panın birçok ülkesinde türk atletinin başarısından bahsedildi. At var, meydan yok! Muharrem Helsinkiden döndükten sonra atletizme biraz daha sarıl- dı. Ne yazık ki imkânsızlıklar gene karşısına dikilmişti. Aylar gene, sade- ce çalışmakla geçiyordu. Fakat Dalkı- lıç yılmadı. Bu arada geçirdiği bir kaza sonucu, çalışmaları aksadı. Bu yüzden Muharrem, kısa bir süre iste- nilen formu bulamadı, hattâ bir ke- resinde, Atatürk Koşusunda, Şükrü Sabana geçildi. Ancak şunun belirtilmesinde fayda vardır ki, Muharremin formsuzluğun- da geçirdiği kaza kadar, büyük yarış- malardan yoksun kalmasının da rolü büyük olmuştur. Dünyanın hiçbir ül- kesinde, böylesine kaabiliyetli bir spor- cunun bu derece kötü şartlar içinde yarıştığı görülmemiştir. Fakat aradan çok geçmedi, Dalkı- lıç gene toparlandı, 1964 yılında bir kere daha Balkan Şampiyonu odu. Ka- tıldığı her yarışta yine başarı kazanı- yordu. Gerçi 1964 Ekiminde Tokyoda yapılan Olimpiyat Oyunları sırasında birçok sporsever Dalkılıçtan bekledi- ğini bulamadı. Fakat buna biraz de-, Tokyodan gelen yanlış haberler se- bep oldu. Meselâ katıldığı bütün ya- rışmalarda Dalkılıcın yarışı terketti- ği bildirilmişti. Oysa Dalkılıç sadece 10 bin metrede yarışı bırakmıştı. 10 bin metre yarışına isteyerek (o girmiş uzun süre çok iyi koşmuştu. Olanca gücünü harcıyordu. Ancak âni bir kramp, Dalkılıcın yarışdışı kalmasına sebep oldu. Öbür iki yarışmada ise Muharrem gücünün yettiğince çalıştı fakat iyi bir derece elde edemedi. Bu nun nedenini, dünyanın bütün sayılı atletlerinin bu yarışmalara aylar ön- cesinden hazırlanmasında, Dalkılıcın ise büyük yarış tecrübesizliğinin Tok- yoda belirli olarak ortaya çıkmasında aramak doğru olacaktır. Çünkü "dev" ler arasında, bütün tecrübesi Balkan yarışmalarının hududunu aşmayan Muharrem kaybolmuş, daha doğrusu, çok iyi mücadele etmesine rağmen, finallere katılamamıştı. Bu arada Dalkılıçın, genel tasnifte, derecesine göre olan sırasını küçüm- sememek gerekir. Muharrem Tokyo- dan döndükten sonra Ankarada Ata- türk Koşusunu gene çok rahat kazan, di. Lile'deki uluslararası yarışta ikinci oldu. Bu yıl da Bükreşte yapılan Bal- kan Kros Şampiyonasında ünlü rakip- lerini bir kere daha geride bırakıp şampiyonluğu kazandı. Bu, Dalkılıçın beşinci Balkan şampiyonluğudur. Muharrem Dalkılıç bugün gene türk atletizminin tek temsilcisidir Gerçi aynı imkânsızlıklar gene mev- cuttur, fakat Muharrem, bunlara alış- tığı için olacak, katıldığı uluslararası yarışmalardan daima yüzünün akıyla çıkmaktadır. 1961 yılında Zehra Dalkılıçla, evle- nen genç atletimiz, atletizme 1968 Meksika Olimpiyatlarına kadar devam etmek amacındadır. Meksika Olimpi- yatlarından sonra Dalkılıç atletizmi bırakacaktır. Kararının gerekçesi, pis- ti bir şampiyon, olarak terketme arzu sudur. Muharrem Dalkılıç halen, Ana Ta- mir Fabrikasında çalışmaktadır. Eşi Zebranın görevi ise Devlet Hava Mey- danları Genel Müdürlüğündedir. AKİS, 5 HAZİRAN 1965