YURTTA OLUP BİTENLER ğı bildiride ifade edilmiştir-. iri bütünü ile, ürk ve Sovyet isteklerinin imkân oranında gerçekleş- tirilen orta yolunu göstermektedir. Türk Hükümeti, görüşmeler öncesinde Sovyetlerin bu defa da Kıbrıs adasın- da kurulacak bir federasyondan bahset melerini ümid etmiş, fakat Sovyetler daha önce bu yönde ettikleri bir lafı teyidden ileri adım atmamışlardır kat Gromiko, basın toplantısında, Adada menfaatlerinin korunması reken iki ayrı mili cemaatin bulundu- gunu, Adanın toprak bütünlüğüne ve bağımsız olarak kalmasına Hükümeti- nin önem verdiğini açıklamıştır. Gro- miko, Enosise karşı olduğunu da ima etmiştir. Öte yandan Türk Hükümeti, Adadaki rus kaynaklı silâhlar hakkin da tatmin edici izah istemiş, Gromiko ise, görüşmelerde, Kıbrıs Cumhuriyeti ile yapılan anlaşma dışında Hüküme- tinin Makariosa ağır silâh vermediğini, fakat düny inde amerikan Kıbrısta da lr . söylemiş, bu silâhların ikinci, üçüncü elden git- miş olabileceğini ay elm yetin- miştir. Gerçekten Türk Hariciyesinin de tesbit ettiğine göre, Kıbrısta, 1950 de imâl edilmiş ve Kore harbinde kul- lanılmış iki rus tankı vardır- Bunların kaçıncı elden Adaya ulaştığı bilineme mektedir. Ayrı ayrı ve heyetler halinde yapı- lan görüşmelerde, bâzı konularda ile- risi için zemin olabilecek lâflar edil- miş bazı konularda ise çok ihtiyatlı davranılmıştır. Meselâ, Gromiko, Türk - Sovyet sınırındaki karakolla- rın müşterek tamirine dair bir teklif- te bulunmuş ve bu reddedilmiştir. Yi- ne Gromiko, Atatürk ile Lenin arasın da imzalanan dosttuk anlaşmasının bir benzerinin imzasını teklif etmiş, bu şimdilik erken a, fakat ortak bildiriye şu satırlar soku “İyi komşuluk münasebetlerini çe- liştirmek ve iki mleket menfaatle- uygun karşılıklı itimadı etmek gayretlerine, Atatürk ve Lenin zamanında k geleneklerden mülhem olarak devam o hususunda T.C. veS$S.S.C.B. hükümetlerinin arzu- sunu teyid eylemişlerdir..." rada, yardım meselesi de söz konusu edilmiş, Gromiko, Türk Hü- kümeti projelerini ve planlarını gön- derdiği takdirde, -Sovyetlerin fabrika ve diğer Konularda yapacakları incele- meyi müteakip tekliflerini bildirebile- ceğini ifade etmiştir. Buna Türk Hükü- metinin cevabı, "şimdilik" böyle bir yardım talep edilmediği olmuştur. Bu konuşma ilerisi için bir mutabakat ka- pısını açık bırakacak şekilde yürütül- rine romikonun 17-22 Mayıs tarihleri a- Grasında memleketimize (o yaptığı zi- yaret şimdi geride Kalmıştır.Bu Zzi- yaret sırasında yapılan görüşmeler ve alutan neticeler, batıdaki bazı yorum- Gromiko ve İnönü, Gromikonun yemeğinde Dostlar cuların yazdığı gibi "taviz" esasına dayanmamış, tersine taraflar taviz hu- duduna girmemekte »itina göstermiş- lerdir. - Türkiye, mensup bulunduğu batı blokuna ve imzaladığı savunma anlaşmalarına şüphe düşürecek her- hangi bir adım atmadan gösterebile- ceği dostluğun azamisini ifade etmiş bulunmaktadır. Sovyet Rusya da, Kıb- rıs konusunda, Makariosun çok iyi ilişkiler kurduğu tarafsız-bloku kızdır manın eşiğine kadar yaklaşmış, fakat son adımı atmamıştır. Zaten iki ülke arasında çizilen dostluk çerçevesi mu- vacehesinde genel politika bakımından bunlardan daha fazla adım atılması beklenmemelidir. Meselâ Gromikonun, Esenboğada, İlyuşinin (omerdivenlerini çıkarken nasıl, "— Kıbrıs Türktür. Türk kalacak- tır!" demesi şaşkınlık yaratırsa, Türki - yenin de Sovyet dostluğu uğruna ittifak larmı zedelemesi aynı şekilde olmıya- cak bir iştir. Bu yüzdendir ki, bu iki komşu ülkenin kurmağa çalıştıkları münasebetler "tavizkârane"' değil, da- ha önceleri zararlı şekilde selâmı sa- bahı kesmenin lüzumsuzluğunu anla- yıp, bundan sonra selamlaşmanın psi- kolojik şartlarını yaratmak niteliğin- edir Bu son ziyaret, Türkiyede bir hü- kümet değişikliği -hem de sağa doğru- olduğu halde, Türk - Sovyet ilişkile- rinin tedavisi meselesini. -bir değişik- lik olmadığını göstermek bakımından Sovyetlerin odaveti- Hayri Ürgüplü ile Dışişleri Bakanı Hasan |I- şık, daha önceki iktidar zamanında baş lamış olan bu yoldaki gayretlerin ak- yret göster- mişlerdir. Bu arada Muhalefetin, Tür kiyenin dış politikadaki yekvücut tu- tumu ispat zımnında gösterdiği -ve Bayan Gromikonun İsmet Paşanın ya- nağına konan busesi ile renk kâzanan- çabalar olumlu ve çok kimseye ders o- lacak niteliktedir. Bu sten fayda- lanması gereken parti liderlerinin ba- şında -faydalanmaz ya!-.- miko- nun şerefine verilen davetlere katılmı- yan ve marifet sayan Böiükbaşı gelmektedir. Herkes sorumluluk, göster meğe çalışırken, tersine gitmeyi bir se- çim kurnazlığı sayan Bölükbaşı, önü- müzdeki günlerde suyu bulandıracağa benzemektedir. Hazretin sesi, Sovyet Dışişleri Bakanı gittikten 24 saat son- ra Eskişehirden, “en büyük tehlike ko münizmdir" diye yükselmiştir. Ancak, eskiden CHP dışındaki bütün partile- rin kullandığı bu hücum sloganının» iç olmazsa Türk - Sovyet görüşmele- ri sırasında sadece minik bir partinin AKİS, 29 MAYIS 1965