SİNEMA, Sütten ağzı yananlar İstanbul Belediyesinin oObu başarısız denemesini İzmir Fuarında düzenle- nen bir festival izledi, fakat bunun başarısı da İstanbul Belediyesininkin- den fazla olmadı. Bundan sonra fes- tival çalışmaları bir uyuklama döne- mine girdi. Bu dönem ancak geçen yıl Antalya Belediyesinin teşebbüsüy- le sona erdi ve "Antalya Altın Porta- kal Festivali" diye adlandırılan bu te- şebbüs, o zamana kadarki bütün fes- tival çalışmalarının en zavallısı, layış bakımından da en tehlikelisi ol- du. Bunu zaten festivalin hazırlık ça- lışmaları sırasındaki olaylardan da anlama ündü- Turizm ile si- nema festivali çalışmalarını birbirine karıştırmak, sinemacılıkla ilişiği ol- mıyan kimseleri görevlendirmek, fes- tival başlamadan sen-ben kavgasına düşmek, birbirlerini karşılıklı suçlan- dırmak, festivalin yapılacağı haberiy- le birlikte sökün etti. 1950'daki dene- mede ağzı yanan sinema yazarları ise bu yeni deneme karşısında çok ihti- yatlı ve çekimser davrandılar. Biraz da bunun etkisiyle, "Cannes Festivali- ne rakip olmak" iddiasıyla düzenlenen "Antalya Altın Portakal Festivali", "dostlar arasında alış-veriş"ten öteye geçemedi. Üyeleri arasında Vali ve eşi, Belediye Başkanı ve eşi de bulu- nan festival jürisi, böylece.yararından çok zararı dokunacak bir örnek orta- ya koydu. an- Yüklü bir program kadar o açıklananlara bakı- lırsa, bu yıl yurdumuzda dört sine- ma festivali birden yapılacaktır. Bun- r tarih sırasıyla, birincisi ve şimdi- lik en ciddi görüneni Ankarada yapı- lacak olan "Uluslararası Kısa Filmler Şenliği"dir. Bu festival Ankarada her yıl Mayıs ayında tekrarlanacaktır. Bu yılki festival 21-23 Mayıs tarihleri a- rasında yer almaktadır. "Uluslara- rası Kısa Filmler Şenliği" Ankarada- ki Fransız Kültür Heyeti" ve Turizm ve Tanıtma Bakanlığınca ortaklaşa düzenlenmektedir. Türkiyede temsil edilen bütün ülkeler festivale 5 kikayı aşmıyan 35 mm. ve 16 mm. lik ü katılabileceklerdir. Festivale girecek filmler önce 7 ki- şilik uluslararası bir seçme komitesin- ce ayrılacak, sonra bu filmlerden ü- çü, 5 kişilik uluslararası bir jüri ta- rafından değerlendirilecektir. (o Birinci seçilen filmin yönetmenine Türkiyede turistik bir film çevirmesi için Tu- ıtma Bakanlığınca çeşi sağlanacaktır. Festiva Şimdiye rizm ve Ta kolaylıklar 34 katılmak üzere şimdiye kadar 15 ülke müracaat etmiştir İkinci festival Antalyada, 25 Ma- yıs-10 Haziran arasında bu yıl da tekrarlanacak olan "Antalya Altın Portakal Festivali"dir. Geçen yıl ol- duğu gibi bu yıl da önce İstanbulda on film seçilecek, sonra bu filmler arasından en iyisi Antalyadaki fes- tivalde seçilerek "Altın Portakal" ö- dülü verilecektir. Şimdiye kadar açık- lananlara bakılırsa, geçen yılkı fiyas- kodan hiçbir ders alınmadığı ve fes- tivalin eskisinden farksız olacağı anla- şılmaktadır. Üçüncü festival, İzmir Enternas- yonal Fuarında 20 Ağustos - I Eylül a- rasında yapılacak olan yerli filmler festivalidir, Bu festival Türk Film Prodüktörleri Cemiyeti ile birlikte dü- zenlenecektir. Yine Ağustos ayına rastlıyan so- nuncu festivali de, İzmir-Buca Be- lediyesince düzenlenecek olan Salkım Armağanı Film Festivali" caktır. Adına kadar Antalya festi- valine benzetilmeğe çalışılan bu fes- tivalin farkı, sonuçlar alındığı vakit belli olacaktır. Şimdilik bilinen, festi- vale katılacak filmlerin İstanbuldaki bir jüri tarafından seçileceği, daha sonra İzmirdeki Büyük Efes Otelinde gösterileceği, ayrıca yirmi kadar açık hava sinemasında halka sunulacağı- dır. "Altın Salkım Armağanı Film Festivali", Büyük Efes Otelinde veri- lecek bir baloyla sona erecektir. Yılık film yapımımızın 150'nin zü düzgünlerinin sayısının bir elin parmak bile ulaşamadığı gözö- alı 1 imdiden üçü nasıl bir sonuç Ve fayı eklendiğini kestirmek çok güçtür. yi yandan, hiçbir bakım- dan değer taşımıyan filmlerin "festi- valde ödül aldı" yaftasıyla karşımıza çıkması hem seyirciyi yanıltabilir, hem de bu çeşit birkaç sonuç üzerine uyanan seyircinin festivallere olan gü- venini sarsar. Bunun yerine bütün iyi- niyet ve çabaları tek, fakat iyi, dü- zenlenmiş bir festivalde toplamak çok daha yerinde bir davranış olur. Yok- sa, yakın bir gelecekte, sinema festi- vallerinin de o çok meşhur güzellik müsabakalarına dönmesi beklenebilir. Sinemacılık birleşin!" Sinema endüstrisininaz çok buh- ran geçirmediği hemen hiç bir ülke yok gibidir. Bunu gözönüne alan bel- libaşlı yapımcı ülkelerin sinemacıları, sinemanın karşılaşacağı çeşitli buh- “Sinemacılar, ranlarla oOmücadele etmek üzere bir "Uluslararası Sinema Merkezi" kur- mağa karar vermişlerdir. Bruxelles'de resmi daireler bu merkeze üye olacaklardır. GIRGIRLA SÜPÜRMEK ZEVKTİR. YORMAZ VE TOZ KALDIRMAZ (AKİS: 317) AKİS, 22 MAYİS 1965