YURITA OLUP BİTENLER fından ele alınmıştır. - Zamanımızda, bir ülkenin maden kaynakları yeraltı haritaları ile tesbit ve tahmin edilebil- mektedir. Yeraltı haritasına dayanmı- yan madencilik ise kumar ve şans sayıl maktadır. Bu eksikliği ogidermek için başlanılan (o çalışmalar ilk semeresini 1940 yılına doğru vermiş ve 1/800 bin Ölçekli ilk Türkiye yeraltı haritası ta- mamlanmıştır. Bundan bir hafta kadar evvel de 1/500 bin ölçekli yeraltı hari- tası bitirilmiştir. Görüldüğü gibi ara- dan geçen 25 yıl sadece haritanın öl- çeğinde ufak bir değişiklik husule ge- tirebilmiştir. Çünkü jeolojik harita bü- yük imkânlar ve uzun yıllar isteyen ça- lışmalarla yapılabilmektedir- Daha sıh hatli ve verimli madencilik yapabilmek için çok daha küçük ölçekli haritalar gereklidir. Bugün Fransa, Almanya. İn giltere gibi maden meselesini halletmiş ülkeler, 1/50 bin ölçekli harita ile ça- lışmaktadırlar. Ancak, meselâ Fransa - nın jeolojik haritası için darbımesel gi- bi kullanılan, "Bu harita 5000 mühen- disin 100 senelik çalışması ile meyda- na gelmiştir" sözü. işin zorluğunu ra- hatlıkla ortaya koymaktadır. o Bugün Türkiyenin hedefi 1/25 bin ölçekli ha- ritayı tamamlamak tır. Ancak, bu yol- daki çalışmalar Milli Savunma tara- fından askeri mülâhazalarla engellen- mektedir. Oysa, göklerde devamlı film çeken suni peyklerin dolaştığı bir çağ- da, böyle bir görüşü devam ettirmek ileri bir davranış sayılmamalıdır. "Fakir" değil, "zengin"iz MTA tarafından yapılan bu çalışma- lar, eskidenberi süregelen ve özel- likle yabancılar tarafından körüklenen bir propagandayı kökünden yıkmıştır. "Türkiye fakir madenleriyle zengin bir ülkedir" şeklinde özetlenen bu propa- gandayı yapanlar, Türkiyede ekonomik olmayan rezervler halinde her çeşit madenin bulunduğunu, fakat bu dağı- lış ve karakter sebebiyle türk maden- lerinin zengin olmadığını durmadan tekrar etmişlerdir. Ancak, 1965 Türki- yesinde bu propaganda iflâs etmiştir. MTA tarafından bugüne okadar bu- lunan maden rezervlerimizin tahmini değeri 5 milyar 250 milyon lirayı aş- mıştır. Kömür rezervlerimiz 100 senelik ihtiyacımızı karşılayacak ölçüdedir. 100 milyon tonun üzerindeki alüminyum cevheri rezervi, 20 milyon tonu aşan bakır rezervi, 150 milyon ton ile dünya ölçüsünde İlk sıralara giren bor rezerv leri. 244 milyon tonu bulan demir re- zervleri, 5 milyon tonu aşan krom cev heri artık bugün efsane değil, gerçek- tir. Türkiye topraklarının altında ya- tan bu servetler, türk teknisyenleri ta- rafından keşif ve tesbit edilmiştir. 10 Mehmet Turgut Sıradan bir mühendis Maden arama çalışmaları bugün es- kiye göre daha istikrarlıdır. - 1937'de 10-15 elemanla çalışan MTA'nın elin- de bugün 500'ü aşkın teknik eleman vardır. Yıllık bütçesi 50 milyon liraya yakındır. MTA'nın sıkıntısı, dünyada- ki benzer arama müesseseleri gibi. çalış malarım uzun vadeli bir şekle sokama- masıdır. Arama çalışmaları gelecek ne- sillerin faydası hedefine (o yöneltildiği takdirde çok daha verimli ve emniyet- li olmaktadır. Fakat, Cumhuriyetten sonra kapılarınıo bir süre yabancı âle- me kapatan ve yokluklar ülkesi haline gelen Türkiye, bir çok maddeyi kendi sınırlan içinden kısa zamanda elde et- mek zarureti ile karşılaşmış, bir gün demir, ertesi gün linyit, daha ertesi gün manyezit "elzem" olmuştur.Bu yüzden, MTA sık sık, çalışmalarını ve imkanlarını uzun vadeli rayından çı- karıp günün ihtiyaçlarına teksif etmek zorunda kalmıştır. Türk işi organizasyon! Memleketimizde madenciliğin en bü- yük problemi, istihsalin ve işlet- meciliğin hâlâ, gerektiği şekilde yürü- tülememesidir. Bugün madenciliğin çe- şitli kademelerinde ( bilgili ve yeterli bir organizasyon kurulabilmiş değildir. Oysa maden sahasında esas, son dere- cede dakik ve sıhhatli bir teşkilâtlan- madır. Madenin yerin altından çıkarıl- ması, nakliyesi, mamul veya yarı ma- mul hale getirilmesi, daha sonra da iç veya dış piyasada alıcı bulunarak tes- limi, son derecede muğlâk, modern ve taze bilgilere ihtiyacı olan bir ameliye silsilesidir. Madencilik, diğer sanayi kol larından farklı özellikleri olan bir üre- tim koludur. Monopoller, ihtiras sahibi sermayedarlar, kumar oynar gibi ha- reket eden küçük madenciler ve devlet teşekkülleri bu alanda şiddetli rekabet halindedir, üstelik maden ürünlerinin dünya piyasası karmakarışık ve istik- rarsız bir hüviyet göstermektedir. Ma- -enin petrolden en esaslı farkı burada ortaya çıkmaktadır: Petrolün ham o- larak veya rafine edilmiş şekilde is- tikrar bulmuş bir fiyatı ve belli müş- terileri vardır. Oysa binlerce çeşit ma- den ürününün her biri ayrı şartlar ve ortam içinde fiyatını bulmakta, gün- lük piyasa hareketleri bu işi son dere- cede yakından ilgilendirmektedir. Bazı durumlarda, maden ürünleri dış piya- salarda ancak çok düşük fiyatla alıcı bulabilirken ani fiyat yükselmelerinde bazı ürünler kötü kaliteli ve yüksek maliyetli olsa bile rahatça satılabil- mektedir. Bu durum, madencilik yap- mak isteyenlerin dış piyasa haberlerini dakika sektirmeden takip etmelerini ve herbirinin kendi sahasında ihtisas- laşmasını gerektirmektedir. Bütün bu şartlar organizasyonun kusursuzluğunu elzem kılmaktadır. Oysa memleketimiz de organizasyonun Oo kusursuzluğu bir yana, varlığı dahi şüphelidir. Bu yüz- dendir ki. son yıllarda bakır fiyatları dünya piyasasında büyük ölçüde ar- (AKİS: 318) AKİS, 22 MAYIS 1965