R A TI.R.T. Bilanço Türkiye Radyo ve Televizyon kuru- u (TRT), 1 Mayıs 1965 tarihin- de, kuruluşunun birinci yıldönümünü tamamlamış bulunmaktadır. Akla ge- len. ilk soru şudur: Bu bir yıllık sü- re içinde TRT neler yapmıştır? 365 günde ortaya çıkan sonuç bir terazide tartılabilse, hangi taraf odaha ağır basacaktır? Olumsuz işlerin, aksaklık- lerin, onarılan kısımların kefe m Bu sorulara, Türkiye Radyolarının I Ocak 1965 tarihindenberi (o yayınla- nan programlarını gözönünde tutarak, olumsuz cevaplar vermek çok kolaydır. Ancak, buna karşı olanlar da TRT'nin henüz emekleyen bir bebekten farksız olduğunu, teşkilâtın henüz çeşitli im- kânsızlıklarla boğuşmaktan kurtulama- dığını ileri süreceklerdir. Aslında her iki tarafa da hak vermek gerekir. Ger- çi radyo programlarının TRT devrin- de gerçekten bir ilerleme kaydedeme- diği ve program bakımından radyo- ların yeni radyo teşkilâtına iyi not sağlayamadığı doğrudur. Ancak, sade- ce bir yıllık bir mazisi bulunan TRT den fazla birşeyler beklemenin hak- sızlık olacağı fikri de bazı kimselerce benimsenmiş bulunmaktadır. toplandığı Bu durumları gözönünde tutarak, yukardaki sorulara (Ocevap vermeğe çalışırken, bir noktanın daha belir- tilmesinde fayda vardır. Her ne kadar yeni radyo teşkilâtımız yaşını henüz doldurmuşsa da, eski teşkilâttan iyi veya kötü birçok özellikleri miras o- larak almak zorunda kalmıştır. Bu ö- zellikler program, yönetim ve personel işleriyle ilgilidir. O halde, rahatça de- nilebilir ki, TRT kâğıt üzerinde yeni- dir ama, program, yönetim ve perso- nel işlerinde eski günlerin icraatına a- yak uydurduğu için aslında yeni bir zihniyetle çalışmamaktadır. Bu ba- kımdan, TRTye bir "bebek teşkilât" gözüyle bakarak, onu bir takım yapıcı tenkitlerden uzak bulundurmak doğ- ru olmasa gerektir. Yarısı dünde gömülü Gerçekte TRT, eski radyo teşkilâtın- dan miras aldığı iyi veya kötü nok- taları onarmak, olgunlaştırmak, mü- kemmelleştirmek imkânlarına sahip- tir ve TRT ile ilgili tenkitlerin asıl AKİS, 15 MAYIS 1965 D Y O buradan başlaması m Tür- kiye Radyo ve Televizy kurumu radyoculuğumuzun uzun ege yararlanmayı ohiç düşünmeden işe başlamış, eski tecrübelerin iyi tarafla- rını olgunlaştırmasını bilmemiş ve kö- tü noktaları da düzeltmeye çalışma- mıştır. Gerçi radyolarımızın eleman sıkıntısı, program fukaralığı, (henüz olgunlaşamamanın verdiği dertleri ve TRT yöneticilerinin elinde olmayan sebeplerden ötürü meydana gelen bir sürü imkânsızlıkları vardır ama, bü- tün bü eksikliklere rağmen de dikkat edilmesi gereken aksaklıklar, hatalar ve kusurlar birbirini kovalamaktadır. Bunlardan bazıları birbiri arkasına sıralandığı zaman ne demek istendiği açıkça anlaşılacaktır. TRT'nin birinci yıldönümündeki tu- tumuna bakmak bile bu konuda ye- teri kadar fikir verebilir. I Mayıs 1965 günü TRT'nin kuruluş yıldönümü do- layısiyle oOAnkara, İstanbul ve İzmir Radyolarında saatlerce özel program- lar yayınlanmıştır. Bir defa, TRT'nin, kendi yıldönümünde radyo yayınlarını işgal ederek bu şekilde davranmaması gerekirdi. Dünyanın neresinde olursa olsun, her radyo yönetimi kendi rek- lâmından önce, hizmetinde olduğu milletin menfaatini düşünmek zorun- dadır- İkincisi, TRT'nin yıldönümü- nün çok önceden bilindiği muhakkak olduğu halde, I Mayıs 1965 günü ya- yınlanan özel programlar (meşhur program dergisinde belirtilmemiştir. bundan da yöneticilerin sonradan yıl dönümü yayınlarını hazırlamağa baş- lerini değiştirerek yıldönümü program- larına yer verdikleri anlaşılmaktadır. TRT'nin ,hiç olmazsa bir yıl içinde, daha önceden ilân edilen program sa- atlerinin 1 Mayıs 1965 tarihindeki se- bepten ötürü değiştirilmeyeceğini öğ- renmiş olması gerekirdi. Yıldönümü programları daha son- ra, "TRT sizin için çalışıyor, Dinle- yici bize inanmalıdır. Az paraya çok çalışılıyor ve bu arada elde olmayan yanlışlıklar (o yapılıyor" gibi o iddiaları dinleyiciye kabul ettirmeye çalıştılar. Bütün bunları söylemeğe de hiç lü- zum yoktur. Eğer dinleyici bu kurulu- şa inanacaksa, lâfla değil, iş ile inanacaktır. Eğer TRT çok çalışıyor- sa, bu kuruluş gibi çok çalışan diğer kuruluşların da bulunduğunu (o unut- mamak gerekir. Türkiyede az paray- la eleman çalıştıran kuruluşun yalnız TRT olmadığım da herhalde unutma- mak gerekir. Bir eleman, parası ne o- lursa olsun, bir işi kabul etti mi, üc- retinin miktarını açıklamaya lüzum görmeden görevinin (sorumluluğunu yüklenmesini bilmelidir. Lâfla peynir gemisi TRT yıldönümü programında ayrıca, radyo programlarının Atatürk ilkele rine sadık kalınarak yayınlandığı ve insan haklarına radyo yayınlarında ö- nem verildiği de söylenmiştir. Hangi programların Atatürk ilkelerini des- teklediğini araştıranların o bir hayli güçlük çekecekleri (o muhakkaktır. 10 Aralık 1964'de, yani İnsan Hakları Beyannamesinin yıldönümünde ise Türkiye Radyolarının bir özel program dahi yapmadıkları ve her yıl yapılan anma programı unutulduğu için an- cak iki gün sonra radyoların görevle- rini yerine getirdiği (ogözden kaçma- mıştır. Dinleyicinin istediği bol lâf değil, icraattır. Ancak bu icraatın o- lumlu sonuçları (ogörüldükten sonra- dır ki Türkiye Radyolarına güven ar- tacaktır. Aslında Türkiye Radyoları- na güvenilmemesi için hiçbir sebep yoktur ve bu güven şimdilik 359 sayı- lı kanunla sağlanmaktadır. TRT yıl- dönümü programında, bu kanunla Türkiye Radyolarına verilen tarafsız- lık ilkelerinin bir kere daha belirtil- mesi yararlı olmuştur. Ama bir yıllık icraatın özellikle (o programcılık bakı- mından başarılı olduğunu iddia et- mek, lâfla peynir gemisi oyürütmek- ten farksızdır. 31