ri Ürgüplünün yunan Ethnos gazele- sine vermiş olduğu demeçtir. Deme- cin aslı nedir? Bu, kesin olarak bilin- org Zira Ürgüplü, Parlâmen- toda, yunanlı gazeteciyle (arasında geçen Yininiii bir başka türlü an- latmış, gazeteci ise başka Şiyler yaz- mıştır, (Doğruyu söyliyenin Ürgüplü olması (gerektiğinden şüphe yoktur. Ama gerçek şudur ki, Yunanistana barış taariuzu mevsimsiz Olmuştur. Papandreunun, Ürgüplünün Kıbrıs ko- nusunda ,Türkiye ile Yunanistan ara- sında müzakerelere başlanması yolun- daki teklifini reddettiğinin açıklan- ması ile Türkiye, ei ime prestij yönünden yaralanmış Şimdi Hariciyede ço kula- ğa, bu açmaza nasıl girildiği fısıldan- maktadır, Ethnos'cunun (Ürgüplüyle mülâkatından önce Atinadan Anka- raya şu habe" iletilmiştir: Ethnosu temsilen Ürgüplüyle konuşacak olan gazeteci alelâde bir basın mensubu değildir. Yunan hükümetine yakmlı- ğı ile tanınmıştır. Bu bakımdan mü- lâkat, türk-yunan görüşmelerinin buş- laması için bir zemin yoklaması nite- liğinde olabilir. Bu önemli “back- ground”u alan Türk Hariciye kurmayı, haberi nefes nefese Başbakana yetiş- tirmiş, Ürgüplü de ihtiyatlı bir dille kuyuya taşı atmıştır: “— Kıbrıs konusunda Yunanistan- la ikili müzakereler için hazırız!,” Gene fiyasko olarak nitelenen bir başka olay da arabulucu Galo Plaza” nın raporu ve bu rapor sebebiyle Pla- za'nın Türkiye tarafından artık ara- bulucu olarak tanınmayışının açık- lanmasıdır. Gerçi böyle bir rapordan sonra Plaza'nın arabuluculuk görevin- de kalamıyacağı herkes tarafından Fa bul edilmektedir ama, yerilen husus, Ürgüplü Hükümetinin bu tip bir Ta- porun kaleme slınışını önleyemeyişi- dir, Gerçekten, Plaza'nın rapor Gdiye Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine sunmuş olduğu metin, aslında, Tür- kiyenin Adadaki bütün haklarına set çeken bir ferman niteliğindedir, Ra- porda taksim veya federasyonun in)- kânsızlığı (obelirtilmekte, dolayısiyle bir Enosis demek olan “rum hakimi- yeti altında bağımsızlık” alternatifi salık verilmektedir. Reddin reddi TTürk Hükümetinin bu rapora gös'er- diği tepki, Galo Plaza'nın arabulu- Culuk yetkisini aştığı gerekçesiyle gö- tevinin son bulduğunu açıklamak o'- muş, durum Birleşmiş Milletler Ge- nel Sekreterine bildirilmiştir, UKİS, 10 NİŞAN 1965 Genel Sekreter ise buna, Ted 1s- teğinin Genel Sekreterli&çe kabul e- dilmediğini bildirerek cevap vermiştir. Böylece ortaya son derece garip bir durum çıkmaktadır: Bir yandan Tür- kiye, Plaza'yı arabulucu olarak kabul etmediğini bildirmekte, öte yandan Genel Sekreter de bu kabul etmeyişi kabul etmediğini Ooifade etmektedir! Dışişleri (Oo Bakanı iz Işık, U- Thant'a, Türkiyenin kararında israr ettiğinin le söylemiştir, Bu son safhada Türkiye, U-Thant'ın Türkiyenin arabulucuyu kabul etme- mesini sai eeyiğini kabul etme- miş olac İşte, EA Hükümetinin dış po- Htikasında ikinci zafiyet olarak ni- telenen olay bu fasit dairedir ve dal- başıoğlu bunun düzeltilmesini rica bize bağışlasın, Bu Fahir Giritlioğlu değildir, Fahir Giritlioğlu işte budur! ÇOK ÖZÜR DİLİYORUZ — C.HP.nin Afyon milletvekili Şükrü letvekili Fahir Giritlioğlu diye kendi resmini etti, Yüzbaşıoğlunun çok haklı ıstırabını anlıyoruz ve kendisine; bu jizüntü- samimiyetle temin ederiz. Bu büyük kusurumuzu YURTTA OLUP BİTENLER Tenin bundan sonraki "kabul etmeyiş” halkaları ilgiyle beklenmektedir, Bu durumda Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ile olan münasebetlerde na- sıl bir gelişme beklendiğini soran A- KİS muhabirine, oDışişleri (Bakanı Hasan Işık şu cevabı verdi: “— Biz rapor karşısında müşahe- demizi bildirdik, Genel Sekreter de müşahedesini bildirdi. Genel Sekreie- rin kendisine has görüşleri (olabilir. Ancak kabul etmek gerekir kl, taraf- lardan birinin bir arabulucünun fa7- dalı mesai yapamıyacağına Kanaat getirmesi, o arabulucunun görevinin hitam bulması için yeter sebeptir,” Hasan Işık, Galo Plaza İle *igil kararında israrlı görünmektedir. U- Thant'ın da aynı şekilde israr etme“ 11