YURTTA OLUP BİTENLER bloklunuzun lideri bu sefer de Türki- yenin yeni Başbakanına ve onun kud- ret derecesine yanlış bir teşhis koy- mamış bulunsun. . . işçiler Türkiyede ilk defa,, önümüzdeki haftalarda, siyasi parti- ler seçim platformuna girerken ce- reyan edecek bir hadise bütün dikkat- leri üzerine çökecektir. Türkiyenin dev işçi teşekkülü Türk-İş bir bildiri ya- yınlayarak partilerin işçi dâvası ko- usundaki tutumlarını umumi efkâra, daha doğrusu büyük işçi kütlesine a- çıklayacaktır. Bildirinin son derece e- saslı oolması için şu anda Türk-İşte çalışmalar kesif bir şekilde devam et- mektedir. dokümanlar toplan- mış Parlâmentodaki konuşmalar, par- tilerin çeşitli işçi omeselelerindeki tu- tumları tek tek taranmıştır- 600 bin ü- yesi bulunan güçlü Türk-İş, alacağı vaziyetin son derece objektif ölçüler- le tâyini edilmesi maksadıyla titiz dav- ranmaktadır. Bu, bir işçi teşekkülünün Türkiyede seçimlerden önne partiler a- rasında bir nevi tercih yapmasının ilk denemesi olacaktır. Gerçi büyük işçi kütlesinin oyunu kendi menfaatini mi, yoksa, hislerini ve mensup olduğu çev- renin tesirlerini mi düşünerek verece- ği pek belli değildir. Buna rağmen bir “işci şuuru'nun teşekkül etmeye baş- ladığını görmemek imkânı yoktur, Bil- dirinin .Türk-İş ile Türkiye İşçi Par- tişi arasındaki çatışmanın hararetli bir safhaya geldiği sırada yayınlanacak olması hadisenin önemini arttırmak- tadır. Gerçekten de T.İ.P.'çilerin Türk- İşi bölme teşebbüsleri seçimlerin are- fesindıe kuvveden fiile çıkmıştır. Önceki haftanın sonlarında Türk- İşe rakip biri teşekkül olarak Türkiye- nin çalışma hayatına giren İşçi Daya- nışma Konseyinin Genel Başkanı Meh- met Kılınç, haftanın başında Pazar- tesi günü bir AKİS'çiye, Konseyin ku- ruluş gerekçesini şöyle açıkladı: — Dostum, biz çıplakları topluyo- ruz. Efendilerinin giydirdikleri kimse eri nin onlarla işbirliği yapmı- © AKİS! çi "Efendileri tarafından giy- dirilenlerin kimler olduğunu" sordu- ğunda, Kılınç: "— Türk-İş yöneticileri" cevabını — Ya, efendi kim?.. "— a Amerika ,tabii!.." Politikanın içi mi ,dışı mı? Mehmet Kılınç bu sözlerle, Türk- İşin Amerikadan mali yardım al- Mehmet Kılınç Yeni bir ses makta olışunu yerdiği kadar -oysa Halil Tunç, böyle bir yardımın mev- cut olmadığını ve Amerikanın Türk- İşle ilgisinin sadece kültürel yönden olduğunu söylemektedir - Türkiyedeki İşçi hareketlerinin geleceği bakımın- n son derece önemli bir kavşak noktasına da ışık tutmaktadır. Bilin- diği gibi, çoktanberi tartışılan konu, "Sendikalar, Amerilkada olduğu gibi partilerüstü mü kalmalıdır, yoksa po- litikaya karışmalı mıdır?" konusudur. Kılınç ve başında bulunduğu İşçi Dayanışma Konseyi,. sendikaların po- litika yapması ve haklarının o Parlâ- mentoda bizzat kendi temsilcileri ta- rafından savunulması fikrindedir. Ni- tekim Kılınç, AKİS muhabirinin: "— Konfederasyon hâline geldiği- nizde politika yapacak mısınız?" soru- sunu, "— Evet" mıştır. Ama AKİS'çinin: "— Peki, hangi partinin yanında yer alacak, hangi partiyi odestekliye- ceksiniz?" sorusunun cevabı ise hayli müphem kalmıştır. Kılıncın bu soruya cevabı şudur diyerek cevaplandır- — İşçi döyalanımı hangi partinin en iyi savunduğuna kanaat getirirsek onu destekliyeceğiz.." Kılınçın bu sözleri, İşçi davalarını savunma konusunda, üzerinde birleşil- miş kesin bir kriter bulunmaması se- bebiyle, havada kalmaktadır. Ama Mehmet Kılınç bir TİP sempatizanıdır ye bu sempatiden hareket edilerek ya- pılacak bir yorumda İşçi Dayanışma Konseyinin TİP'i destekleyeceğini ile- ri sürmek yanlış olmayacaktır. Tavşan dağa küsmüş. Türk-İşe rağmen yeni bir konfederas- yon kurma teşebbüsünün derininde yatan sebep budur. Zira ötedenberi kaynayan bir kazan niteliğinde olan Türk-İş camiasında çatışmalar, sür- tüşmeler daha çok bu kuruluş bünye- sinde bulunan ve sendikaların politika ya isteyen TİP'çi sendika li- derleri ile, şimdilik opartilerüstü bir tutumu tercih eden Türk-İş yönetici- lerinin fikir ayrılıklarından doğmuş- tur. Türk-İşte başgösteren bu çatlağın ilk tezahürü, şimdiye okadar dağınık bir halde bulunan ve Türk-İş camiası- na kabul edilmeyen bazı güdük sendi- kaların, yeni bir konfederasyon halin de birleşmek üzere, bir araya gelme- leri olmuştur. Ancak yeni bir konfederasyonda bir- mayül değildir. Bugün Türkiyede, sa- yıları 400' ü bulan çeşitli (sendikalar Türk-İş bünyesi dışında bırakılmış bu lunmaktadırlar. Bunlar, kontrolsüz bir mayın gibi türk çalışma hayatında do- laşmakta ve kendilerine bir sahip ara- maktadırlar. Türk-İş, aynı iş kolun- da daha kuvvetli (sendikalar bulun- duğu gerekçesiyle bu sendikaları bün- yesine oOkabul etmemiş ve Türk- İşe dahil, benzeri kuruluşlarla birleş- melerini istemiştir. Oysa Türk-İş yö- neticilerinin bazı tutumları bu gerek- çeyi tekzip eder niteliktedir. o Meselâ dev hacmi ve liderinin TİP'li oluşu se- bebiyle tehlikeli görülerek, (o Yapı-İşin parçalanması yönüne gidilmiştir. Böy- lece ortaya, Yapı-İşin dışında, Çimse- İş, Yol-İş ve Ağaç-İş gibi üç küçük ku- ruluş çıkmıştır. ene ayni Türk-İş yöneticileri, ge- ne ayni sebeplerle Maden-İşi de tör- püleme yoluna gitmişler ve AP'li, ün- lü milliyetçi Kaya Özdemiroğlunun başkanlığında bir yavru sendika (Me- tal-iş) kurmuşlardır. hare- ketler, aynı İş kolunda başka sendi- kalar bulunduğu gerekçesiyle o Türk- İşe kabul edilmeyen sendikalar ara- sında infial (o yaratmaktadır, Üstelik bu kuruluşlarda yöneticiler .uinutsuz,- luktan gözleri kararmış olarak, önle- rinde açılacak her boşluğa dalma is- tidadındadırlar. Nitekim bunlardan bazıları şimdiden, yeni kurulmuş bu- AKİS, 3 NİSAN 1965