YURTTA OLUP BİTENLER isini istifaya mı zorlamak istediği, yok- sa sadece onu tesir altına alabilmek bakımından bir sondaj amacı ile mi hareket ettiği belli değildir. Ancak bu olay, benzer olaylarla yanyana geldi- ğinde anlam kazanmaktadır Diğer belirtiler Ankara Çimento Fabrikası Müdürü Vedat İlalan kısa bir süre önce gö- revinden alınmıştır, İlalanın görevin- den alınmasında Müsteşarın, Ankara Çimento Fabrikasında iştirakleri bulu- han Genel Müdürlüklere Bakanın is- teği ile yaptığı ifade edilen seri ziya- retler Bakanlık oçevreleninde oldukça manalı karşılanmıştır. Bakanlık koltu- gundaki ilk icraatı, aralarında akra- balık bağı bulunan bir şahsı, istifa et- tirdiği Özel Kalem Müdürünün yerine tayin etmek olan Özel o Sektörcü Ali Naili Erdemin, bu tip icraata devam- da azimli olduğu sezilmektedir. Erde- min, bu arada, Demireli kıskıvrak bağ- laması ihtimal dahilinde olan Ereğli Demir Çelik tahkikatına kendisine bağ- lı Genel Müdürlük adına katılacak de- netçinin atanmasında da tuhaf bir tu- tum izlediği söylenmektedir! Bu ve benzeri olaylar artık oBaş- kentte sık rastlanır olaylar haline gel- mistir. Bu arada, AP teşkilâtı temsil- cilerinin Başkentte yarattıkları hara- ret de üzerinde durulması gereken bir husustur! AP'nin hangi ekolden gel- dikleri malüm teşkilât militanları ve liderleri, iktidar (o değişikliğindenberi, Başkente her gelişlerinde, aşağı yu- karı aynı rotayı izlemektedirler. Bu rota, sırasıyla, Genel Merkezi ziyaret, bölgelerinin milletvekilleri ile grup teş kil ederek partili Bakanlarla görüşmek ve sonra da bu temasların yarattığını umdukları kudret halesi ile Genel Mü- dürleri ve daha alt kademedeki memur ları, partilerinin ve şahıslarının işi için sıkıştırmak seklinde (o özetlenebi- lir.. Teşkilât temsilcilerinin, bütün bu rotayı bazen de bir işi halletmek için değil, adeta kuvvet gösterisi için ta- mamladıkları görülmektedir. Meselâ, geçenlerde Orhangaziden gelen bir AP heyeti, mütad temasları tamamladık- tan sonra Bursa milletvekillerini de aralarına alarak, bir Genel Müdürü ziyaret etmiştir. Bu heyet, özel Kalem odasında, İnönü ve CHP aleyhine yük- sek sesle ileri-geri konuştuktan sonra, Genel Müdürleyapılan görüşmede bir iş talep etmiştir. Ancak, talep edilen "iş'in mahiyetini öğrenen Genel Mü- dür büyük bir hayret içinde şu cevabı vermiştir : "— Yahu, bu işi siz daha önce ta- lep etmiştiniz, ve o zaman halledilmişti" Mesele bu safhaya dökülünce AP milletvekilleri bile şaşalamışlardır. An- cak bu olayda şaşılacak fazla bir şey yoktur. Çünkü, şimdilik "iş" takibi kadar, kudret gösterisi ile devlet me- murlarını sindirme siyasetinin de fay- dalı görüldüğü bilinmektedir. Gençlik İmza meselesi Türkiyenin politika hayatında "mek- ikâyelerinin önemi hiç kimse nin meçhulü değildir, oiki haftadan beri bunlara bir yenisi. M.T.T.B. Ge- nel Başkanı -veya Eski Genel Başkanı- Yüksel Çengelin Turhan Feyzioğluna yazdığı iddia edilen mektup ilâve ol- muştur. Kasım Güleğin "Fens Mek- tubu" Süleyman Demirelin "Mason- luk Mektubu" gibi, bunun da sahte ol- duğu yolunda bir itham ortaya atıl- mıştır. "Mektup hikâyeleri"nin ilk ikisi berraklığa (o kavuşmu! Kasım Gülek, önce inkâr ettiği mektubu yaz- dığını sonradan kabul etmek zorunda kalmıştır. Süleyman Demirelin ma- son olmadığını belirten mektuba kar- şılık A.P. Genel Başkanının mason- luk kartı gazetelerde yayınlanmıştır. Ya, Yüksel Çengelinki? 'Yüksel Çengel böyle bir mektubu Turhan Feyzioğlu- na yazmadığını söylemektedir. Çengelin rakipleri (o mektubun altın- daki imzanın Yüksel Çengele ait bu- lunduğunu bildirmektedirler. Doğrusu istenilirse, bu derginin yap- tığı tahkikata nazaran, birbirinin ta- -amile ikisinin de doğru ihtimaldir. Yüksel Çengel Turnan Fey- zioğluna böyle bir mektup yazmadığı- nı cesaretle söylemekte, fakat imzanın pe ait ami bildirme- e yanaşmamakta Bunun sebebi, Yüksel Çengelin Genel Başkanlığı sı- rasında bir takım antetli boş kağıtları imzalamış olmasıdır. Bunlar, acele hal- lerde, bir toplantı haber vermek, bir davet yapmak gibi işlerde kullanılmış- tır. Ama boş kağıda imza atmak ihti- yi şimdi Yüksel Çengelin başı- a dert açmıştır. Zaten antetli kağı- dn eski olması da bu ihtimali doğru- lamaktadır. er halde, böyle bir mektubun Yüksel Çengelden Turhan Feyzioğluna gitmediği muhakkaktır. Zira gazeteler de yayınlanan fotokopi mektubun o- rijinalinden alınmıştır. Demek ki. ha- sırlanan metin Feyzioğlunda değil, Çengelin rakiplerinin elindedir. Feyzi oğlunun ,bu çeşit bir mektup kendisi- ne gitmiş olsaydı bunu tutup ta Çen- gelin düşmanlarına (o vereceği elbette ki tahmin olunamaz İmzanın Yüksel (o Çengelin imzası olduğu, bu mektubu ortaya çıkarmış bulunanların yüksek perdeden "Adli Tıbba muayene ettirelim" çalımların- dan da anlaşılmaktadır. Ama Çenge- lin rakipleri asıl, imzanın üstüne mek- tup düzmediklerine oumumi efkârı i- nandırmakla (mükelleftirler. (Bunun ise basit bir çaresi vardır: o Turhan Feyzioğlunun elinde bulunması gere- ken bir mektup, eğer sahiciyse, ken- di ellerine nasıl gelmiştir? Bunu söyleyebilirlerse Yüksel Çen- el -ve Turhan Feyzioğlu- omahküm olacaklardır. Ama bunu söylemedikle- ri müddetçe, imzalı boş kâğıda mek- tup düzmek ithamı kendi alınlarına yapışık kalacaktır. M.T.T.B. li gençler yürüyüşten önce Kim haklı! AKİS, 3 NİSAN 1965