HAFTANIN İÇİNDEN Akımı Durdurmaya Güç Yetmeyecektir Siyaset hayatımızda bir aya yakın süredir devam eden toz koparan fırtına dinmiş ve göz tekrar gözü görme- ye başlamıştır. Bu açıklık ei bazı gerçekler şimdi da- ha iyi farkedilebilmektedir. İnönü Hükümetlerinin Ordu zoruyla iktidarda bulun- dukları ithamı bugün bir delik balon halindedir. Meclis- e bir çoğunluk teşkil edecek miktarda oyun rengi be- zim kırmızıya dönünce İsmet İnönü emaneti hemen teslim etmiştir. Rengi dönen bu oyların sahipleri yıllar- dır bir "Ordu Korkusundan mı kırmızılıklarını belli ede- miyorlardı, yoksa bir tehlikenin geçmesini mi bekliyorlar- ı, onu ancak kendileri bilirler. Eğer öyle ise, demek bunlar tarafından İnöniiye verilen güven oyları İnönüye venden ziyade kendilerine güvensizliğin ifadesiydi. Üç- buçuk yıllık bir İnönü İktidarından sonra bunların kendi- lerine güvenebilecek hale gelmeleri, başka hiç bir başarısı olmasa, bu iktidar için bir övünme vesilesi teşkil edebi- lir. Zira bu çeşit kimselerin kahramanlık ve kabadayılık derecesi hakkında, 22 Şubat veya 21 Mayıs gibi netame- li geçeler Başkent taksilerinin şoförleri mükemmel fikir sahibi hp takım A.P. milletvekilleri tarafından orada bu- rada söylen i bildirilen "Ordu Baskısı", "Satılmış Ko- mutanlar" gibi yavelerin manasızlığı ve haksızlığı da böy- lece ortaya Şkinişti, Bu gibi kimselerin hesaplarının Mec- liste görülmesi gerekmektedir. Nitekim Meclis Komisyon- ları bunlardan bazılarının teşrii dokunulmazlıklarının kal- dırılması kararını almıştır. Meclis Başkanına bu konudaki ikazın sahibi Genci Kurmay Başkanı kadar memleketin sağlam kuvvetlerinin ve bütün bir umumi efkarın da ne- ticeyi merakla bekledikleri hatırdan çıkarılmamalıdır. Bir meseleyi hasıraltı etmek bizde örneği çok görülen bir dav- ranıştır. Ama bunun, bugün, yeni iktidar için hayır geti- rebileceğini sanmak hata olur. Aksine, söylenilenlerin ya- pılacaklarla aynı olacağına dair -bir inancın verilmesi bu iktidara sadece kuvvet kazandıracaktır. İnönü Hükümeti mele yapılan edebiyat "Re- jim, ancak İsmet Paşasız da bir hükümetin kurulabileceği bili edildiği takdirde kurtulmuş olur" edebiyatı olmuş- . Bu edebiyatın bilhassa Çankaya tepelerinde revaç inada hiç kimsenin meçhulü değildir ve bunun doğru ol- duğunu da inkar imkânı yoktur. Bibekti ki sadece bir şah- sın Başbakanlığına müsaade oluna ir memlekette ne açık rejimden, ne demokratik ime ne de parlamenter sistemden söz açılabilir. cak, "İsmet Paçasız hükümet" ne demektir? Eğer bu, şahsen İsmet Paşanın veya partisinin katılmadığı bir hükümet mânasına geliyorsa, arzulanan gerçekleşmiştir. a bunun gerçekleşemeyeceği kim tarafından dü- şünülmüş, ileri sürülmüştür ki?. Elbette ki İsmet Paşa ve partisi iktidardan ayrılır, muhalefete geçer, oyu artarsa tekrar gelir, bu "emaneti alıp teslim etme muamelesi" de- vam eder. rçekleşmesi imkânsız olan şey, İsmet Paşanın temsil ettiği fikirlerin memleketin idaresine hâkim ol- mamasıdır. Bu manasıyla İsmet Paşa Türkiyede şu anda belki de her zamankinden fazla iktidardadır. Sadece Hü- kümet Programına bir göz atmak bunun doğruluğunu göstermeye yetecektir. Yeni Diş Politika Servet Beyan- AKİS, 26 ŞUBAT 1965 Metin TOKER namesi, Vergilerin Açıklanması, Toprak Reformu gibi ik- tisadi fonksiyonları kadar, hatta onlardan fazla sosyal fonksiyonları bulunan tedbirlere ilişebilmek şöyle dursun, kanatlarından petrolün ve madenlerin millileştirilmesi ta- lepleri gelen iktidar "İsmet Paşa İktidarı değil de, ne- dir? Bazı gerçekleri herkesin bilmesinde fayda vardır. 27 Mayıstan bu yana bir yeni Türkiye doğmuştur. Bu Tür- kiye, şeklini Anayasamızda ve 1961'den bu yana kurulan dört hükümetin programında alan Türkiyedir. Artık bunu değiştirmeye hiç kimsenin gücü Ytmey ecek. 1961'de kurul; cliste D.P. oylarının temsilcisi olarak bulunan kimseler bütün seçim propagandalarını kin ve intikam te- maları üzerine biha etmişlerdir. Ama Meclis açıldığında bunların Onlar da bir netice vermemiştir. Aksine, her teşebbüs aya- ğa, dolanmıştır. İsmet Paşayı devirip İsmet Paşanın tem- sil ettiği akımın aksine bir iktidarı kurmak teşebbüsü ba- şarı kazanamadığından dolayıdır ki bu görüşün şampiyon- ları memleketin sağlam kuvvetlerine dil ouzatmaktan kendilerini alamamışlardır. İsmet Paşayı bir şahıs olarak ele almak, bırakınız de- mokratik memleketleri, diktatörlüklerde bile reddedilen Ş milli irade tecelli etti. Onun için herkes yeni iktidarı des- teklemelidir. CHP Ürgüplü Hükümetine ne hakla kırmızı oy vermiştir?" gibi acaip sesler yükseltmektedir. Hatta ba zıları, sanki hafıza-i beşerin nisyânla malül bulunduğa sloganı hâlâ geçer akçeymiş gibi "Allah var, Muhalefet üç- buçuk yıl İnönüye hiç müşkilât çıkarmadı!" bile demekte ve bunun bedelini tahsil etmek istemektedir. Ama gerçek şudur ki partisiz Başbakanın dört partili hükümeti el- bette ki gerektiği gibi tenkit edilecektir ve her halde bun- dan hiç kimse geri kalmak niyetinde değildir. Mesele, İsmet Paşayı güvensizlik oyuyla karşı karşıya bıraktıktan sonra İsmet Paşa programıyla memleketin karşısına çıkan, Meclisten güven oyunu o programla is- teyen İktidarın samimi olup olmamasıdır. Samimiyetsiz- liğe inanmak için, doğrusu, çok sebep bulunmadığım söy- lemek gerçeği ifade etmek olmaz. Bu insanlar yıllar yılı bunu mu söylemişlerdir? Şimdi, fikir ve inanç değiştirip, hidayete mi ermişlerdir, yoksa 27 Mayıs sonrası Türkiye- sini adım adım değiştirmek mi niyetindedirler? Eğer ni- yetleri ikinci niyetse kafalarını bir sert kayaya vuracakları zaman hiç uzakta değildir. Bu kendilerine ihtar olundu- ğunda kızıyorlar, bağırıyorlar, tehdit edildiklerini iddia ediyorlar. Halbuki hatırlatılan, Türkiyenin artık yeni akı- mın istikametinde istikbale doğru seyredeceği ve bu akı- mı değiştirmeye kimsenin asla gücü yetmeyeceğidir. Türkiyenin gerçek iktidarı bu akım olarak kalacaktır.