SİNEMA lediği gibi, Visconti'ye göre, "tarihi harekete geçiren. Kleopatranın burnu değildir"; tarihi, (sınıflar arasındaki ilişkiler meydana getirir. "Leopar; Visconti'nin bu görüşünün en açık ve örneğidir. Kendi gibi soylu bir i Kont ve Prens Giuseppe Lampedusa'nın aynı adı taşıyan, ölümünden sonra yayınlandı- ğı vakit büyük yankılar ouyandırıp Avrupa ve Amerikada satış rekoru kı- ran otobiyografik romanına çok bağlı kalarak çevirdiği (o filminde Visconti, İtalyan tarihinin en canlı dönemlerin- den birini fon olarak alıp, bu fonda belirli toplumsal (o katlardan ri rın nasıl davrandıklarım, hangi tutu- mu niçin benimsediklerini açıkla maktadır. Kaplanlar ve sırtlanlar Tarihi fon. italyan birliğini ve cum- huriyetini Oo gerçekleştirmek O için Garibaldi'nin oPiemont kralı Viktor- Emanuel'in de desteğiyle ( Sicilyaya çıkması, kuzeye ilerlemesi, adayı Napoliyi ele geçirip Burbon haneda- nını kovmasıdır. Ama Garibaldi'nin cumhuriyetçiliği oOKont Cavour'u ür- küttüğünden, harekete geçer ve ital- yan birliğinin o gerçekleşmesi uğruna Garibal'diciler, istemeksizin, cumhu- riyet filkinni bir yana bırakarak, Si- cilya ve (Napoli bir o plebisitle kral Viktor-Emanuel'e "peşkeş" çekilir. Visconti bu tarih fonunun önüne Prens Salina ailesini yerleştirmekte- dir. Daha filmin ilk sahnesinde bü- tün aile efradını seyirciye tanıtmak- ta, yine bu sahnede villanın bahçesin- de bulunan Burbon'cu bir asker ce- sediyle olaylar birbirini izlemeğe baş- lamaktadır: Garibaldi'nin "kızıl göm- lekliler"i Sicilyaya çıkmışlardır ve ku- zeye ilerlemektedirler. Aristokrasi deh- şet içindedir. Yarımadaya göç başla- DE ır. Bu "kritik" anda Prens Sa- a (Burt Lancaster) beklenmedik bir Gym karşılaşır: Yeğeni Tancredi (Alain Delon ). Garibaldi'cilere katıl- mak üzeredir. Prens önce öfkelenir, direnmeğe kalkar, Tancredi'nin "Eğer herşeyin böyle kalmasını istiyorsan. herşeyin değişmesi gerekir" sözünü ilk ağızda anlıyamaz, ama zaman ve olay- lar Tancredi'nin ne demek istediğini tır: Aristokrasi zamanını doldurmuş, çökmek üzeredir. Yeni bir sınıf, ik- tidar hırsıyla tutuşan haris bir bur Prens direnmenin fay- dasızlığını anlar çünkü yeni sınıfla anlaşmak mümkündür, karşı koymak ise daha büyük tehlikeleri, cumhuri- yeti, halis yönetimini getirecektir. O 34 halde "ehveni şer" olan o burjuvayla anlaşmak daha akıllıca bir harekettir Nitekim Aristokrasinin temsilcisi Prens ile burjuvazinin o temsilcisi (o Belediye Başkanı ve eski oOGaribaldi'ci (o olup cumhuriyetçi fikirlerinden vazgeçerek Viktor Emanüel'e oyanaşan askerler arasında bir siyasi flört başlar Tancredi'nin Belediye Başkanının kı- zı Angelica (Claudia Cardinale) ile flörtü bunu aile çerçevesinde tamam- lar: Soyluluk düşkünü burjuvazi ile maddi güce ihtiyacı olarak aristokra- sinin birbiriyle "trampa" edecekleri şeyler vardır: Angelica, toprak bur- jJuvazisini temsil eden babasının zen- ginliğini Tancrtedi'ye drahoma olarak etirir, Tancredi de soyluluk unvanını bu "ortaklık"a katar. Artık cumhuri- yetçi ve ihtilâlci fikirler çok geride kalmıştır. Nitekim Visconti'nin sinema tarihinde eşine az rastlanır bir zen- ginlik ve ustalıkla canlandırdığı uzun balo sahnesi, eski Garibaldi'ci (o yeni kralcıların, hâlâ cumhuriyette direnen eski silâh arkadaşlarının kurşuna di- e seyirci Oo kalmalarıyla sona rens oSalina'nın deyişiyle “arslanların, leoparların, kaplanları yerini kurtlar ve sırtlanlar" almak tadır. Visconti, belirli bir tarih görüşüne dayandırdığı bu hikâyeyi hiç yavan- laştırmadan, çökmekte olan aristok- rasinin son parıltılarını renk, dekor, kostüm ve müziğin mükemmel uyu- şumuyla bir destan havası içinde ver- mektedir. Ne yazık ki, filmin dağıtı- cıları ve ooynatımcıları bu destanı kuşa çevirmekte şaşılacak bir fütur- suzluk göstermişlerdir. 205 dakika sü- ren film. dağıtıcı "Fok" şirketinin elinde 160 dakikaya indirilmiş. Tür- kiyede de seyircinin karşısına 120 da- kika olarak çıkarılmıştır. Lampedusa nın romanı her iki-üç sayfadan biri eksik olarak piyasaya sürülseydi, bu- nu yapan kitapçı kaçacak delik ara- mak zorunda kalırdı, ama bir filmin bu şekilde kuşa çevrilmesi hâlâ ola- gan işlerden sayılmaktadır!.. (AKİS: 164) AKİS, 12 MART 1995