RA D (Savcılık eliyle aldığımız tek- ziptir) M.T.Ö Beni dinler misiniz? Radyo aleyhindeki yazılarınızı, tah- min edeceğiniz gibi hayret ve ibre te okumaktayım. Son zamanlarda a- çıkca bana yönelttiğiniz ithamlar, he- le ifade tarzınız karşısında ise denge- li düştüğümü itiraf etmeliyim, Son iki yazınızdan sonra susmağa devam etmek. artık TRT'ye haksızlık, okur- larınıza saygısızlık, sizi de hiç umur- samamak olacaktı. Sevgili Akis yöne- ticisi verdiği sözü bir önceki sayı cevabımı basmış olsaydı, şimdi bu sütun gene emrinizde olacaktı. Şimdi dinleyiniz : 1. Kendiniz için -imzalı, imzasız ve takma adlarla yazdığınız yazılarda- kullandığınız bazı deyimler şunlardır : "Kilit noktalarını tutanlardan.." (A- kis, 15.1.962), "Baş sorumlu.." o (Akis 10.5.1963), "Önemli görevli." o (Akis, 11.12.1964), "Önemli şahıs.." o (Akis, 8.1.1965). 2. Bir programınızın muhtevası do- layısıyla OB. Mahmut Öngören, sizi tenkit edenleri Akis'te (26.6.1964) şöy- le tahlil ve tavsif ediyorsunuz: "Din- kıllı dinlemeden veya dinledikleri bö- lümü kendi çıkarlarına göre değerlen- direnler.." "Maksatlı eleştiriciler.." 3. Bir zamanlar, özellikle birlikte çalıştığımız sıralarda beni Akis'te bile övmüş olduğun Amerika'ya gider- ken (o kadar hevesle geldiğiniz radyo müdürlüğünü 5 ay sonra, 4 aylık bir Amerika seyahati için terk etmiştiniz.) I No.lu stüdyoda tertiplediğiniz veda toplantısında bana neden ve nasıl te- şekkür ettiğinizi herhalde unutmamı- şınızdır. Radyocuların büyük bir ço- gunluğu bu sahneyi hatırlamaktadır. Bu noktada durup, Akis'in 3 Temmuz 1964 tarihli sayısında yayınlanmış bir yazınızda yer alan bir cümleyi birlik- retlerin azlığına rağmen, radyoyu terk etmeyen bir kaç kişi..." Evet, B. Mah- mut Öngören, ben 1962 Ocak ayı ba- hiç ayrılmadım. Siz ise, duruma göre, kâh radyoda, kâh yurtdışında, kâh radyodışındasınız üstelik ister misi- niz radyoda a zamanlar ne kadar maaş ve ücret almış oldu- gunuzu açıklıyalım? Tabii bizim al- dığımızla bildikte.. Siz ki B. Mahmut 30 Y O Öngören, "prensip, ülkü" gibi gözalıcı deyimlerle istifa ettiğiniz zaman, be- genmediğiniz radyo ile "müşavir" un- vanıyla mukavele (imzalayıp, tenkit ettiğiniz müesseseden her ay maaş al- mayı bile "prensip sahibi olmaya, ül- kücülüğe" aykırı obulmadınız, üstelik müşaviri (!) olduğunuz müesseseyi ve kendinizden başka ne kadar yönetici varsa işbaşında hepsini mütemadiyen tenkit ettiniz, bugün de ediyorsunuz. Bizse bilgimiz ve gücümüz nisbetinde çalıştık, çalışıyoruz. Kendi hesabıma sizin kadar "önemli" ve iyi bir radyocu olduğumu da iddia edemem. Öyle ki bugünkü görevim bana teklif edildi- ği zaman "benden iyi radyocular var.." demiş ve bu mevki için sizi de ileri sürmüştüm. Lütfen bu gerçeği la ve itiraf etmek faziletini (o gösterini Siz bugün gene radyo dışındasınız ve Akis'in 22 Ocak ve 19 Şubat 1965 ta- rihli sayılarında benim için kullandı- ğınız sıfatların bazıları evvel, o menfaat sağduyu sahiblerine bırakıyorum. 4. Siz işbaşında ve "baş sorumlu" olduğunuz zaman, radyolar iyi, ve iş arkadaşlarınız da -gene sizin yazıla- rınızdan aldığım cümlelerle belirteytm- "yerine bir başkasını bulmak ta bir o kadar zor" kimseler, zira "radyoyu, radyonun çalışma şeklini, radyodaki elemanların "durumlarını ve dertleri gayet iyi bilmekteler." "Bu işte onlar da başarıya ulaşamazlarsa, suç geçmiş yılların düzensizliklerine değil, radyo- nun yeni idarecilerine yüklenecektir." (Akis, 23.4. / 7.5.1962). "Önemli mev- kide" olduğunuz zaman iş arkadaşları- nızı böyle tavsif eden sizsiniz B. Mah- mut Öngören. 22 Ocak 1965 tarihli Akis'te ise aynı arkadaşlarınız için şöyle ( yazabiliyorsunuz: o "Radyonun durumu bu satırların sahibinin yöne- ticiliği zamanında da maalesef iyi de- gildi. Çünki bugünki (.) TRT yöne- ticileri o zamanlar da Ankara Radyo- sunun görevlileri (o arasmdaydılar", İş ve tenkit tutumunuz çok sarih, değil mi? 5. Yıl 1963, Siz B. Mahmut Öngö- ren, Türkiye UM ri Prog- ram Müdürüsünüz. 4 M 1964 ta- rihli Akis'te çıkan ei şöyle di- yorsunuz: "..Odalar ve içindekiler ay- nı servise bağlıdır: Türkiye Radyoları Merkez Program Müdürlüğü. Bu mü- dürlüğün başında Mahmut T. Öngö- ren bulunmaktadır. Merkez Program Müdürlüğü oradyoculuğumuzda bir servistir. Aynı ismi taşıyan servise yabancı ülkelerde zaman mümkündür. (..) Bütün Ek idarelerinin programlan bu servist planlanmaktadır. Yıl 1964, Siz daha TRT'desiniz ve TRT teşkilâtını kurmak için hazırlık- lar yapan komisyonda, kara tahta ba- şında "merkeziyetçi sistemi" maktasınız. Ben ve bir kaç arkada- şım ise bu sistemin karşısındayız. Yıl 1965, siz istediğiniz görevi size ln için TRT'den ayrılmış- sınız ve 14.2.1965 tarihli Akşam gazete- sine verdiğiniz beyanatta - geçmişi bir kalemde silip - şöyle diyorsunuz: "Rad- yolarda merkeziyetçiliğe gidilmesi ha taların başında gelir Yani siz Merkez Poem Müdürü iken, sizin Merkez Program Dairesi Başkanlığına getirilmeniz ihtimali ve ümidi varken, bu sistem iyi ve doğru, ama siz "kilit noktalarından birini tu- tan" bir yönetici olamadığınız zaman, bu sistem, bu sistemin içindekiler de kötü ve hatalı Meselelerin iç yüzünü bilmeyenleri yanıltmak kolaydır Bay ngören. "Beni ustaca ekarte ettiler" gibi - bana sorarsanız hafiflik ve hak- sızlık örneği cümlelerin (o arkasına saklanacağınıza, TRT yönetiminden açıkça sorunuz: "Beni neden o mevkie getirmediniz?" Siz de rahatlarsınız, biz de.. Asıl sebebleri kamu oyundar sak lamak size yakışmıyor, sonuna kadar saklamak ta mümkün değildi zaten. Meselelerin içyüzünün açığa vurulma- sını SİZ istediniz, artık tahammül ede- ceksiniz. Biz tahammül et- miştik, değil mi 6. Sözü gizle ayak artık. Bö- lümler arasında bağlantı (o kuracaklar için sarih bir karakter tablosu çizdi- gimi sanmaktayım. o Gerekirse, eksik kalan hususları ilerde (tamamlarım Çünkü açıklanacak, ortaya serilecek çoook olay. hikaye, belge ve gerçek var. Çünkü bu işin peşini bırakmak niyetinde değilim. Şereflerle, itibarlarla oynamak bu kadar kolay degildir. bundan sonra büsbütün güç olacaktır AKİS, 12 MART 1965