DÜNYADA OLUP BİTENLER Orta Doğu Arap saçı Geride bıraktığımız hafta, Orta Do- guda şimdiyı kadar başı çeşitli kereler derde girmiş batılı devletlere bir yenisi katıldı: Federal Almanya!. Bundan daha birkaç yıl öncesine ka- dar böyle bir duruma düşeceğini belki aklının oköşesinden bile (geçirmeyen Bonn hükümeti, geçen hafta, Orta Doğudaki itibarını kurtarmak için ne yapacağını düşünürken,bir de kendi içinde parçalanma tehlikesi geçirdi. Bir alman diplomatının da belirttiği gibi, olup bitenler Federal Almanyaya Orta Doğu işlerinin akıl ve mantıkla çözülemeyeceğini (göstermek bakımın- dan iyi bir ders oldu, ama, bu gerçek ögrenilinceye kadar da Erhard ve ar- kadaşlarının başına gelmeyenler kal- madı. Bonn hükümetine bundan sonra Orta Doğu devletleriyle alışverişe gi- rişirken daha dikkatli olmak gerekti- ğini gösteren olaylar, bundan iki yıl önce, o zamanki Alman Başbakanı A- denauer ile İsrail Başbakanı Ben Gu- rion arasında varılan gizli bir anlaş- mayla başlamaktadır. Bu anlaşma ge- reğince, uzun süredir ue İsraille yakın bağlar kurmak isteyen, fakat arap ülkelerini ürkütmemek için de işi dip- lomatik tanımaya kadar götüremeyen Federal Almanya, Telâviv hükümetine belli ölçüde bir silâh yardımı yapmayı kabul ediyordu. Tabii, her gizli anlaş- ma gibi bu da, aradan kısa bir süre geçtikten sonra, bütün dünyada öğre- nildi. Adenauer - Ben Gürion anlaş- masına kızan Mısır Devlet Başkanı ter Ulbrichit'i geçen ay içinde Mısıra davet etti. Ulbdicht'in Mısıra çağrılması Ka- hirenin Doğu Almanyayı o tanıyacağı anlamına mı geliyordu? Bonn hükü- meti uzun bir süre bu yolda sorduğu hiçbir sorunun cevabını alamadı: Ka- hire, büyük bir inatla, bu konuda ağ- zını bile açmıyordu ama, Ülbricnt'in Mısıra çağrılması elbette ki Doğu Al- manyanın tanınması yolunda atılmış bir adımdan başka birşey değildi. Nâ- sın bu yolda daha fazla ilerletmemek için, Dr. Erhard, başlangıçta biraz kendisinin gerilemesi gerektiğini dü- şündü ve Federal Almanyanın bundan sonra İsraile silâh göndermeyeceğini açıkladı. Erhard, bu açıklama üzerine Mısırın Ülbricnt'i hiç değilse bir biraz 20 soğuk karşılayacağını umuyor ve duru mun biraz olsun kurtulacağını sanı- yordu. Dimyata pirince giderken.. Fakat bu açıklamadan sonra da işler Erhard'ın o sandığı gibi gelişmedi, Ulbricht Mısırda bir devlet başkanına gösterilebilecek bütün itibarla karşılan di, Nasırın özel iltifatlarına mazhar oldu ve Kahireden ayrılmadan önce de. Mısırla Doğu Almanya arasında üç tane işbirliği anlaşması imzalandı. Öteyân dan İsrail de Nasırın şantajına boyun eğerek kendine silâh vermekten vaz- geçtiği için Bonn hükümetine kızdı, bu yüzden Bonn-Kahire münasebetlerinin yanısıra Bonn-Telâviv omünasebetleri de soğudu Orta Doğuda uğradığı bu çifte ba- şarısızlık Federal (oAlmanyada büyük bir iç kırıklığı yarattı. Bir kere iş iş- ten geçmiş, olanlar olmuştu ama, acaba şimdi bütün bu yaptıklarından dolayı Nasıra nasıl iyi bir ders verilebilirdi? İşte bu soru geride bıraktığımız haf- ta, Erhard hükümeti içinde büyük bö- lünmeler yarattı. Bazı bakanlara gö- re, Federal Almanya, Doğu Almanya ile diplomatik bağ kuran devletlerle diplomatik ilişkilerin okesilmesini ge- rektiren oHalistein doktrinini karşı da uygulamalı, başka bir deyişle Mısırla diplomatik bağlar kesilmeliy- di. Ancak, böyle bir davranışın çok zararlı bazı sonuçları olabilirdi. Me- selâ, bu daranış öteki arap ülkelerini de kızdırâbilir ve buna bir misilleme o- larak onlarda Bonn ile münasebetle- rini kesebilirlerdi. O zaman Doğu Al- manya Orta Doğuda arayıp da bula- madığı bir üslüntük o kurabilirdi. Bu düşünceyle, Erhard kabinesindeki bazı bakanlar işin Kahire ile bağların ke- silmesine kadar götürülmeyip Mısıra yapılan alman ekonomik yardımının durdurulmasıyla yetiniilmesini savun- dular. Bunun yanısıra, İsrailin kızgın- lığını gidermek için de çareler arandı. Kesilen silâh yardımının yeniden baş- AKİS, 12 MART 1965