12 Mart 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

12 Mart 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

racağını ifade ederek: — Bakalım, kalkınma hıza. 62 mi. yoksa 39 mu?" dedi. Sorumluların bu açıklamaları rad- yo ve gazeteler vasıtasile duyuruldu- ğunda en büyük (şaşkınlığa sürükle- nenler Plânlama Teşkilâtında çalışan a Sg Bir uzman: — , elmalarla armutların top hanın 2 bilmiyorlar mı?" de- mekten kendini alamadı. Gerçekten Demirel ve Alicanın yap tığı iş, uzmanın benzetmesinden farklı değildir. Çünkü Prof. Tinbergen'in var dığı yüzde. 6.2 rakamı, değişlik ve özel bir ekonomik görüşle yapılmış olan he sapla vanlan bir sonuçtur. (Bak: “Plânlam a”). İşin garip tarafı, Tinbergen'in ifade ettiği rakama, tarımsal gelişme ile ha- va şartlarının etkilerinin de dahil bu- lunduğu yüzde 39 ile cevap vermeğe kalkışan Demirele bu hususun anlatıl- mış olmasıdır! Tiribergen, Plânlama- dan sorumlu Başbakan Yardımcısı Demirel ile yaptığı görüşmede, bu he- sabını nasıl yapmış olduğunu Demi- rele anlatmış, üstelik, pek itiraza da uğramamıştır. Alican ise gazetecilere verdiği demeçten sonra AKİS muhabi- rinin, kendisine, Tinbergen'in hesabı nasıl yaptığını da naklederek yönet- tiği: "— Bu şartlar altında Tinbergen'i e Emmi sorusuna Şu ceva- bı ve “ter kafadan bir ses çıkıyor!" doğrudur. Yalnız, hususta, ünlü Plâncı Tinibergen'in ka- fasına mı, yoksa bizim Alicanla Demi- rele mi gücenmek gerektiği insaflara kalmıştır. Alican, kendisine kapıda sorulan bir soruya karşı ise, fikrini söylediğini, ge risinin kendisini a miyeceğini belirterek cevap verdi. Alican belki de. eN işin ge- risi ile pek ilgilenmemektedir. Ancak bu mesele, Türkiyede yasayan her in- sanın en gerçek ve en önemli bir mese- lesi olmak bakımından, halk oyunu fazlasıyla ilgilendirmektedir. Ört ki öleyim! Demirel, işin içyüzünü bildiği halde, en Tinbergen'i yalanlamak lü- zumunu duymuştur ve Alican neden dünya çapında bir planlama uzmanını küçümseme yoluna gitmiştir? Bu soruların cevabı, birazcık geriye, Hükümet Programının görüşülmesinde İktidarın izlediği tutuma bakılınca ko laylıkla ortaya çıkmaktadır: iktidar, Program görüşmelerinde, herkesin de farkettiği gibi, kendi sorumluluklarının tartışılmasından o şiddetle kaçmış ve AKİS, 12 MART 1963 YURTTA OLUP BİTENLER Mehmet Turgut Ali Naili Erdem Dimyata pirince gider iken... tartışmalan 1946'ya kadar geri götü- rerek, eski devrin muhasebesini yap- mak yolunu tutmuştur. İktidarın or- taklarının istekleri bellidir: kendileri- nin yapması gereken işler söz konusu edilmesin, CHP'nin mazisi, CHP'nin hataları büyütülerek tartışılsın ve halk oyunun, dikkati hep eskiye dönük tu- tulsun!.. Alican ile Demirelin Tinbergen'i inkârı, bu taktiği devam ettirmek gay- retinden başka bir şey değildir... Eko- nomik konuları bilen çok kimse, işin siyasi tarafını bilmedikleri için mese- lenin Demirel ile Alicanın bu konu- daki cahilliğinden doğduğunu sanmış- lardır. Evet, ortada bir cahillik olduğu doğrudur. Ama bu cahillik, bu iki poli- tikacının, 1963 ve 1964 yıllarındaki ge- lişmeyi inkâr gayreti ile düzenledikle- ri manevranın gülünçlüğündedir. Bu cahillik, halk oyunu hiçe saymaktan, maksatlarının las yaeim hayal etmekten ibarettir. Bağdattan dönen hesap Bu İN politikacıların gerçekten Oğuz, Alican ve Bölükbaşı Liderler Komitesindeki yerleriyle Hükümetten bile yüksektedirler- bu İnce hesapları, CHP'nin, meselelerin nasıl olsa gün ışığına çıkacağını bilmekten doğan so- Şukkanlılığı sayesinde bir-iki hafta için bile olsa başarılı gözükebilecekken, ken di cenahlarından gelen ani bir çelme ile ilk darbeyi yedi: Salı günü yapılan AP Grupunda, bu partinin aklı başında milletvekillerinden İlhami Ertem bir önerge vererek, gerçek meselelerin or- taya konulmasını isteyiverdi! Ertem ö- nergesinin giriş cümlesinde, formalite- yi yerine getirerek. Muhalefete soru- yor, fakat sonra şunları istiyordu: "Se çim sath-ı mailine girildiği nazara a- lınarak, Hükümetin acele üzerine eğil- mesi gereken, hazırlıkları icabeden önemli meselelerle. Bütçe ö- deneklerinde yapılması gereken deği- şikliklerin,nutka kaçmadan, icra olu- nacak maddeler halinde Müşterek Grup ta ortaya konulmasını arz ve teklif e- derim..." Ertem Hükümetin kuruluşundan bu yana sapılan bir yolu da ince bir esp- riyle ortaya koymuş, hiç olmazsa bun- dan sonra "nutka kaçılmamasını" itte* mek cesaretini göstermişti... Zaten Muhalefetin istediği de, Prog ram Görüşmelerinde Feyzioğlunun ko- nuşmasında ortaya attığı teknik soru- larla belirlendiği gibi, budur: Nutuk yerine rakamların ve memleketin ge- leceğine ışık tutacak gerçeklerin ve me selelerin tartışılması!.. Zaman, haliyle, İktidarı bu zorun- lukla karşıkarşıya getirecektir. Lider- ler Cuntası bu tip bir tartışmadan ne- kadar kaçarsa kaçsın, şu günlerde görü şülmeğe başlanacak olan Bütçe ve Hü kümetin önemli meselelerde yapmak zorunda olduğu açıklamalar işi bu ta- rafa götürecektir. Bir iktidar iş yap- mak, yaptığı işin hesabını vermeyi ve tartışmasına girmeyi kabullenmek 7o0- rundadır. Liderler Cuntasının düşün- 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: