yıroğlu da bu görevi, şimdilik, "tedvir" suretiyle üzerine almayı tercih etmiştir. Fakat, gerek bir müzikçi, gerek faal bir idareci olarak (omüdürlüğe getirilmesi sanat çevrelerinde çok olumlu karşıla- Çayıroğlunun, kısa bir süre sonra, başmüfettişlikten temamiyle ayrılaca- ğı ve asil müdür olarak Konservatuvar da kalacağı tahmin edilmektedir. Bilindiği gibi ma ve Sahne sa- natları daimi Danışma Korulunun vE aldığı ilk konulardan biri de "Devlet Kpnservatüvarının (o problemleri" o ol- muştu. Bu kurulun “Eğitim ve Öğ- i İ i yurdumuza değerli sanatçılar yetiştirmiş olan bu urumun gerek idare, gerek öğretim bakımlarından, yeni ihtiyaçlara ve icap lara göre en kısa zamanda ıslahı, hat- tâ ya bir Konservatuvarlar Kanunu- eski tasarıların ışığı altında- ye- bien, “iüzenlenmesi ile meşguldür. Yeni oyunlar Devlet Tiyatrosunun Oda Tiyatrosu için, provaya koyduğu birer perde- lik oyunlarda değişiklik olmuş ve Paul Amold'un "Küçük Terzi"si geri bıra- kılarak yerini, Wolf Mankowitz'in Go- gol'den -ayni adı taşıyan o hikâyesin- den, oyun haline getirdiği. Şadan Ka- radenizin de dilimize çevirdiği "Palto" adlı bir perdelik oyun almıştır. "Palto"yu. Oda Tiyatrosunda, Suat Taşer sahneye koyacak, bellibaşlı rol- lerini de Kerim Afşar (Terzi), Yalın Tolga (Depo Memuru), Ergin Orbey (Patron) ve Suat Taşer (Memur) oy- nıyacaklardır. İlk türk balesi Devlet , Tiyatrosunun Bale bölümü, AKİ u Sayısı (Satışa çıkarıl- dığı gün, Cuma akşamı. Büyük Tiyat- roda ilk türk balesinin dünya prömiye- rini vermek gibi önemli bir sanat ola- yını gerçekleştirmiş olacaktır. e bölümünün icra edeceği türk bae "Çeşmebaşı"dır ve (o koregraflsi genç kompozitörlerimizden Ferit Tü- zünün müziği ("Anadolu Süit'i) üze- rine, ünlü İngiliz bale uzmanı Dame Ninette de Valois tarafından yapıl- mıştır. oNinette de Valois'nin bizzat sahneye koyduğu "Çeşmebaşı'nın bü- yük ilgi göreceği tahmin edilmektedir. Bu ilgi, ileride, sınırlarımızı aştığı ve eser Batı sahnelerine de çıkarıldığı takdirde, dünya bale repertuvarında ilk defa bir türk bestecinin eseri yer almış olacaktır. AKİS, 19 ŞUBAT 1965 Piyes gördüm Lütfi AY Oyunlar: "Daktilolar" — "Kaplan", Birer perdelik 2 oyun Yazan: Murray Schis Çeviren: o Asude Ze Tiyatro: Gen-Ar Titre istanbul) Sahneye koyan: Haldun Dorm Dekor: Duygu e Kostüm: Betül Konular: Dell — Örsler yazı makinesi başında, durmadan piyes yazmakla -ve hayal kurmakla- geçen, küçük nlar Km ve sön- mesi bir olan ia si e ve ki ın ve cezirleri arasında, gözü e biraz daha çöküp iyar: lıyan basit inn. güldürü be yarimi hazin dramı. Kaplan — Kültürü arttıkça kompleksleri azalmıyan XX. yüzyıl inşanı- nın buruk bir mizah açısından gösterilmiş alınyazısı. Yazar Jonesco'yu hatır- latan - keskin bir hicivle kişeleşmiş, sıra malı olmıya başlamış bilgiyi yeriyor. Zorla e Ai bir sosyete hanımını a iskemleye bağlayıp Çay- kowskinin 1 ralı konçertosunu çalarak ona her istediğini yapmıya ve yaptırımı kalkan “Otodidakt, zavallı bir posta müvezziine çektirdiği nutuk- larla, modaya uymak için edinilen yalın kat terminoloji bilgiçliğiyle alay ediyor. Oynıyanlar: o Daktilolar — Tuncel Kurtiz (Paul), Bilge Şen (Syivia), plan — Nurhan Del Bp. vari Güney (Ben). Beğendiğim: Haldun D enin, far: Emi kadar koyu drama da düşmeden, her iki oyunun -ve arın. “esprisini duyuran, ölçülü sahne dü- zeni. Duygu Sağıroğlunun sade ve realist dekorları. (o "Daktilolarda Bilge Şen ile Tuncel Kurtizin, "Kaplan"da da Nurhan Nur ile Salih Güneyin ilm oyunları. Birinci oyunda Tuncel Kurtizin, ikinci oyunda da Nurhan Nurun, rollerinin il ğikleri m nüanslı bir oyunla vi pro- töiDlEE Buna karşılık Bilge Şen h Güneyin, daha aktif gi şilerine, gülünçlükleri içinde ize al beşeri ifade. Beğenemediğim: Bilge Şenin, İlk yym mii sahneye yaşlanması- nı, bütün ayrıntılarıyla belirtmeyi ihmal etm Sonu Yepyeni iki küçük amerikan avant- rd doğru bir yorum içinde sahneye konulmuş, iyi oynanan ve amerikan tiyatrosunun -Albee'den sonra- nereye yöneldiğini gösteren iki önemli oyun. Gen-Ar'da "Daktilolar" Ömür törpüsü 29