M O D A 1965 Terziler arasında savaş Dünyanm yeni gidişi, yalnız ekonomik ve siyasal yönlerde değil, moda ve giyim alanlarında da zıt cereyanların meydana çıkmasına yol aşmıştır. Es- kiden modanın ana hatları Parisli bü- yük terzilerin kaleminde şekillenir ve kadınlar, her ne pahasına olursa ol- sun, bu modayı izlerlerdi. Parisin büyük terzileri, gine de duruma hakim ol- makla beraber, bugün modayı yöneten. ler büyük terzi sanatkârlar okadar, kendi kendine giyinen kadın ve bu kadının günlük ihtiyaçlarını mükem- mel surette tatmin, etmesini bilen ha- zır, elbisecilerdir. Hazır elbiselerin sü- ratle güzelleşmesi ve dünyayı sarması Parisli birçok büyük terziyi de ayrıca butik sistemi ile çalışmaya mecbur et- miştir. Kaliteli hazır elbise gerçekten de pek çok avantaja sahiptir. Bu a- vantajlardan en önemlisi kadının ken- disine yakıştırarak satın alabilmesi ve en iyiyi en yakışanı çabuk elde edebil- mesidir. Hazır elbise, kadını kumaş a- ramak, provaya gitmek ve bunca emek sonu "bozulan bir dikiş"'le (o karşılaş- mak tehlikesi ile karşıkarşıya kalmak- tan kurtarmıştır. Kaliteli hazır elbise çok ucuz olmamakla beraber, bu avan tajları sayesindj ve "taksit" o usülü- nün de aynı zamanda dünyayı sarma- sı ile büyük bir satış imkânı kazan- mış ve ekonomik yönden de özellikli çalışan kadının I numaralı yardımcı- sı olmuştur. o Amerika ve Avrupadan sonra mem leketimizde de çok ilerlemiş olan bir hazır elbise endüstrisi göze çarpmak- Pliseli bütün etekler Kumaşçılara müjde 28 tadır. AKİS bu hafta, Parisli büyük hazır elbisecilerin vitrinlere çıkardık- tan 1965 ilkbahar modasını aksettir- mektedir. Parisli büyük terzileri dü- şündüren en büyük meselelerden biri de, inisyatifi elden kaçırmak ve onu hazır elbisecilere kaptırmaktır. o Son kararı verecek olan, tabii, elbiseleri giyinecek olan kadınlardır. Ana hatlar Artık büyük terziler gibi, hazır elbi- secilerin de ana hatları var: Bu ana hatlara göre, bu ilkbaharda tayyörler çok sade ve basit küplü olacak, özel kup ustalıkları yerine zengin detay ve hoş aksesuarlar üzerindi o durulacak, düğme bir aksesuar niteliğini kazana- caktır. Tayyör ceketleri ya çoban ce- keti boyunda uzun, ya da cepken, ve bolero. boyunda kısadır. (Etekler için söylenebilecek birinci şey, çok hare- ketli oluşlarıdır. 1965 yılı etekleri.vü- cudu saran sıkı etekler olmaktan çık- mış, oynayan, kımıldayan etekler ol- muştur. Bu hareket pillerle elde, edil- mektedir. Tayyör ceketlerinin altından giyilen eteklerde bile pli kaşeler, pliler dikkati çekmektedir. Kısa ceketlerle gi- yilen eteklerde ise hem evaze, hem pilli olanlar vardır. Tayyörlerin aksine, mantolarda düğ me çok az olup, mantolar değişik iki, hattı benimsemiştir, Bunlardan biri klâsik gabardin pardesüler, digeri de 1990 modeli, kemerle belde, düğmemiz olarak kapanan tamamiyle açık ve "ya kasız yakalı" oOkuvaze omantolardır. Bunların açık yakalarından dönük ya- kalı renkli sveterler, şık eşarplı bluzlar görülmektedir. Mevsimin özelliğini ya- -an başlıca değişikliklerden biri bu- dur. Elbiseler ince oyünlülerden ve saf ipeklerden, pliseli olarak hazırlanmış- tır. Pli soleyler, düz, kumaş üzerine pli- ler klâsik bir modili yeniden ortaya atmıştır. Etek pliseli olunca, beden genel olarak küçük bir yaka veya kra- vatlı yaka ile küçük kız modellerini hatırlatmaktadır. Plise ile şişman gö- rünmekten sakınanlar: ise uzun bedeni tercih edebileceklerdir. Pliseli moda. hazır elbiseciliğe de büyük kolaylık ge- tirmekte, fakat kumaş masrafını çok artırmaktadır. Detay zenginliği Detay zenginliği, özellikle tayyörlerde büyük rol oynamakta, tayyörlerin en klâsiklerine bile çok kadınvâri bir hava getirebilmektedir. Meselâ uzun. ceketli bir kruvaze tayyörün sert hattı. boyundan uzak olarak biçilmiş klâsik yuvarlak yakayı giydiren şeffaf bir e- şarp ve bu eşarpı tutan çok büyük bir süslü iğne ile giderilmiştir. Gine uzun ceketli bir lâcivert tayyörün akık yu- varlak yakası ve uzun kolları beyaz kapaklarla açılmıştır. Tayyörün yalnız AKİS, 12 ŞUBAT 19653