5 Şubat 1965 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 33

5 Şubat 1965 tarihli Akis Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Meselenin öbür yüzü Fakat "Topkapı'nın o çevrilişi için izin alınırken de bazı güçlüklerin çıktığı ortadadır. Bilhassa "Türk Mü. zesinden hiçbir şey çalınamaz" diye filmin hikâyesine itiraz edilmesi ya- bancı filin yapımcılarının karşılaştık- ları güçlüklerin en güzel örneğini teş- kil etmektedir. Oysa, Topkapı Sarayı nin kapılarını, böyle, yurdu tanıtıcı nitelikteki filmler için açmanın mah- zurlu olmayacağının artık anlaşılması arttır. Türkiyeyi tanıtmak bakımından "Topkapı" yeterli bir film (değildir. Şehrin en ücra, bakımsız sokaklarının ve sırtı yüklü hamalların ardarda teş- hiri, seyircinin Türkiyeye iyi not ver- memesine sebeptir. Film çekimine engel olmak veya yapımcılara güçlük çıkar- mak, onların ilerdeki yatırımlarına engel olmak dolayısıyla döviz o kaybı demektir. Ancak, bir takım komplekslerin et kisiyle, ri filmcilerin her arzu- suna diyen anlaşmalara git- emeğe çe dikkat etmek gerekir. "Topkapı" için, aşağı yukarı, böyle bir anlaşma sonucu hazırlanmış, film de- nilebilir. Hattâ tarafımızdan yapılan ısrarlar sonucunda, filme konu teşkil eden soyguncuların Oomemleketimizde yakalanması için senaryo odeğiştiril- miş ve hikâyede türk polisinin başarı- sı üstünde bu sayede bilhassa durul- muştur. Hikâye Filmin hikâyesi, Londrada bir kadın tarafından yönetilen çete mensup- larının yakalanmasıyla (o başlamakta- dır. Çeteyi, omücevherlere düşkün Melina Mercouri Aynı zamanda erkeklere de son derece düşkün olan bu kadın, ilk olarak, es- ki dostlarından Maximilien Sehell ile temasa geçer. Daha sonra da, mücev- her soygunculuğunda amatör olan üç kişi çeteye alınır.- Dftrken bir tesadüf sonucu, çetenin gerçek amacını an- layan Peter Üstinov da işe karışır. Çe tenin bütün üyeleri, kendilerini siyasi bir suç işleyecekler zannı ile izleyen polisin gözünden kaçarak Topkapı Sa- rayının Hazine Dairesinin üstünde birleşirler. Bu sırada çetenin başın- daki kadınla yardımcısı, Topkapı fe- nerinin içinde fenerciyi (ooyalamakla meşguldürler. Damdan sarkıtılan soy- gunculardan biri, geceleyin dışarıdan aşağıya indirilir ve bu sırada fenerden gelen ışığın kendisini göstermesi önle- nir. Pencereden Hazine Dairesine gi- ren soyguncu, yine iple sarkıtılarak, bir mankenin üstündeki cam mahfa- zayı kaldırır ve mankenin göğsünde asılı duran, son derece değerli taşlarla süslü kamayı alır. Film montaj tekniğinden geniş öl- çüde yararlanan Jule Dassin, soygun- 1963 ŞİİRLİ TAKVİMİ Bütün kitapçılara tevzi edildi MERKEZ (ANKARA sarış (İSTANBUL YERLERİ KiB RI nel AKİS, 5 Şubat 1965 - Türk, Ziya Gökalp Cad. 27. Minnetoğlu Kitabevi, Cağaloğlu. Berrenratherstr. 204, Köln-Sülz. Çardak Yayınevi, Lefkoşe. (AKİS — 92) SİNEMA cunun sarkıtılmasını, ipin taştan ka. yışını, İpi tutanların ellerini, soygun cunun aşağıda cam mahfazayı kaldırı- Hazine Dairesinin içinde çalışan soy- guncunun işi tamamlayışını kısa şah nelerle belirterek, seyircinin son de- rece heyecanlanmasını usta bir sekil de sağlamaktadır. Zaten filmin, konu- su bakımından ciddiye alınacak tarafı yoktur. Soygunculuk filmleriyle alay eden bir filmdir. Bazı sahnelerdeki tefer ruat, işi gerçekçilikten son derece u- zaklaştırmakta ve seyircinin dikkatini büyük bir ustalıkla küçük noktalar ü- zerine toplamaktadır. Meselâ soygun- culardan birinin iple şarkıtılması sah nesi büyük bir heyecan yaratmakla , seyircide, "böyle şey olmaz" düşüncesini de kolaylıkla uyandırmak- tadır. Soyguncuların bir kuş sayesin- de yakalanmaları da bu "inandırıcı- lıktan uzaklaşma"yı desteklemektedir. " kapı", inandırıcı olaylarla do- lu bir film değil, güldürücü sahnelere yer veren bir hikâyeyi seyretmeyi se - venler için başarılı bir film sayılabi- lir. Nitekim, dış memleketlerde başarı kazanmasının sebepleri arasında da, herhalde, filmin ociddiye alınmamış olması vardır. Ciddiye alınmayan film de, soygunculuk olayı büyük bir ciddi- yetle karikatürize edilmiştir. İşte, hep si bu! "Topkapı" filmi Türkiyede göste- rildiği zaman, dışardaki kadar büyük ilgi toplayacağı beklenemez. Bu filmin ortaya koyduğu bir gerçek vardır ki o da, yabancı yapımcıların bundan böy- le yurdumuzda rahatça çalışabilecekle ridir. Ancak bunda da memleketimi- zin menfaatleri gözönünde tutularak, gerektiği zaman uygun bir şekilde kı- sıtlamaya gidilebilmelidir. Yoksa, bu gibi filmler Türkiyeye ne iyi not ver- dirtir, ne de tanınmamızı sağlar. Naci Dürer KADIN TERZİSİ Karanfil Sokak No. 27/3 ANKARA (AKİS — 195) 88

Bu sayıdan diğer sayfalar: