SOSYAL HAYAT Moda ilkbahar hazırlığı piri iyi o karşılamanın ie tı, yeni tipte birkaç örgü çaya sahip olmaktır. Bunları şimdiden örmeğe başlamak, ilkbahar gardropu- nun en ekonomik şekilde o zenginleş- mesini sağlayacaktır. Ancak, bu yıl ör gülerin tamamiyle değiştiğini, yepyeni bir görünüş kazandığını da unutma- mak gerekir. Dantel örgüler, belde bi- ten ve vücuda yakın çok kadınvâri in- ce bluzlar ve kolları ile yakaları dan- tel motiflerle işli düz, vücuda yakın makine örgüleri yılın modasını teşkil etmektedir. Bunların yanında, spor o- larak kullanılan kaba yünler de eski erkekvâri hallerini (o terketmişler ve gerek vücuda yapışık görünüşleri, ge. rekse moherle karışık ipliklerinin yu- muşaklığı ve yumuşak örülüşleri ile çok kadınlaşmışlardır. Çok spor görünüşlü, kruvaze düğ- meli, erkek yakalı, cepli ve çoğu za- man iki yan dikişten yırtmaçlı palto örgü ceketlerin özelliği de tığla örül- müş olmalarıdır. Bu da ceketlere her- şeye rağmen daha yumuşak bir hava vermektedir. Yün elbiseler de tıpkı ce- ket ve sveterler gibi yılın modası ol- makta devam etniktedir. Etekleri as. tarlanmış ve bedenin yan kısımları ve kollar lâstik örgü olan elbiseler ayrıca çok da inceltici olmaktadır. Yılın çok tutunan bir yeni modası da uzun ve düz saçlar üzerine yan ola- rak giyilen, tığla örülmüş, çizgili renk- li, yuvarlak, eski zaman bereleridir. Bu bereler, özellikle gençkızlar için, baharın en şık aksesuarları arasında olacaktır ve artık yünle, biraz da maha retle, bunu birkaç saat içinde a meydana çıkarmak mümkündür. Yün dantel takım Baharın gözdesi, belde biten bir yün dantel, tığ işi takımdır. Bluz tam kolsuzdur, hafifçe dekolte, yuvarlak bir yakası vardır. Üzerinden giyilen uzun kollu ceket ise daha ajurlu bir işle ya- pılmıştır, yakası bir hayli açık olup, bluzu göstermektedir. Takımın, eski- den olduğu gibi, inci düğmeleri vardır. Dantel sveter çok moda olmakla be- raber, bazı şık kadınlar, sveterlerinin daha değişik şekillerde, kolye ve iğne- lerle beraber kullanılmasını tercih et- mektedirler. Bunun için de dantel mo- tifli sveter yerine düzünü seçmek ge- rekir. Fakat bunun da kolayı vardır. Dümdüz bir sveter örüp; buna tığ işi bir dantel jabo ve kol kapakları ilâve Yünlü elbise Rahatlık esas 20 etmek hiç de güç bir iş değildir. Yaka ve kol kapakları iğreti şekilde yakaya e kola tutturulur veya yaka arkadan düğmelenir, önden süslü bir iğne ile yerine tespit edilir Süslü ajurlu blüz- lar genel olarak olludur, fakat tam kolsuzları ve küçük kolluları da vardır. Moherden bir uzun pantolon üstü A Me şişlerle örmek lâ- zımdır. Or. mi da delikli ve ajurlu bir eörü kazandırmakta- dır. Kahverengin ve ve » değişik to tonlu mo- her yünler, bu tip sveterler olarak belden aşağıda, eteğin üstünde bitmekte, fakat vücuda yapışık halle- rini muhafaza etmektedirler. Çarşı-Pazar Rahat yaşamak "Yaşlı kadın, yanındaki yaşlı kocasına döndü ve eliyle pırıl pırıl bir for- mika mutfak takımını göstererek: " — Dünyaya biraz daha geç gel- meliydik" diye hayıflandı. Eşi de aynı fikirde görünüyordu. " — Gerçekten de öyle... Böyle bir mutfakta yemek pişirmek, hattâ ye- mek yemek kimibilir ne güzel şeydir" diye cevap verdi. Olay. biten haftanın içinde birgün, Kızılayda bir büyük mağazanın alt ka- tındaki ev eşyaları bölümünde geçti. Yaşlı kadının işare ettiği sarı ve mavi renkli formika mutfak takımı gerçekten iştah açıcı bir manzara arzediyordu. Mut- fak eşyasını kaldırmak için dolapları geniş ve pırıl pırıldı. Musluk takımı, bulaşık yıkama çukuru, küveti, hep- si hepsi mükemmeldi. Bunlar mutfak kım, geniş mutfaklarda örtü istemiyen formika bir masa ve sandalyeleri ta- namlanacak, ev kadını işini yaparken ev halkı, hattâ bir misafiri ile rahat- -a sohbet edebilecek ve onların yardı- mını görecektir. Pişen yemekleri, ar- tık her zaman evin öbür ucundaki ye- nek odasına taşımak zorunluğu da or- adan kalkmaktadır. Kahvaltı, küçük çocukların beslenme işi, acele yenile- rek yemekler pekâlâ mutfakta halledi- lebilir işler olmaktadır. Böyle bir mut- fakta ev kadını âdeta bir laboratuarda çalışır gibi çalışacak, çişini muhakkak daha çok sevecektir. Yaşlı çilft, formika dolapların önün den uzaklaşırken, bir başka kadın, sa- tıcıya, duvarda asılı duran delikli â- letin ne olduğunu soruyordu. Satıcı AKİS, 5 Şubat 1965