İsim meraklısı bir zat A. ihsan Göğüş Bir insan bir memleketin radyolarında ismini a söyletirse, ismini o an için kulaklara sokar. Ama bir insan, bunu yaptığı için ne fazla değer kazanır, ne takdir duygularını hareke geçirir, ne ken disi hakkında "yaman adam, yahu" dedirtir, ne de işgal ettiği evli lâyık olup olmadığı hususunda tartışmalar varsa onları Bunlar için başka ölçüler vardır ve bir insan o ölçülerle pek yüksek bir not almıyorsa radyolarda ismini mütemadiyen söyletmek imkânını elinden m in geldiği yere döner: karanlıklara. Tanıtma ve Tur m Ali İhsan Göğüş her halde bu umumi âkibetten veni Em bi politikacı, kaidenin bir istisnası olma- yacakta Türkiye Radyoları 10 Ocak Pazar günü saat 19'daki Haberler Bül- tenine neye başlamışlardır, biliyor musunuz? Bir açık oturum havadi- siyle! O Türkiye ki, artık günde iki kere orada veya burada açık oturum ind ve fikirler Kaşı ağa Buna rağmen 10 Ocak Pazar nünün memlekette ve dünyada Türkiye Radyoları için en önemli hâ- disesini bir açık oturum teşkil etmiştir. Açık mun konusu mu? Türkiyede turizm! Bir takim kimseler karşı karşıya geçmişler, turizm konusunda laflamışlar. Hani ortada bir hâdise, bir icraat, bir karar, hatta bir tasarı bulunsa.. Ama bunlardan biri Tanıtma ve Turizm Bakanı Ali İhsan Göğüştür ve Ali İhsan Göğüş radyolarda ismini okutmanın bir yeni hastasıdır. Haydi, Türkiye Rad- yolarında hem de Haberler Bülteninin ilk havadisi olarak bir otakım meçhul şöhret isimleri ve bir takım yâveler. Olur mu, böyle şey? Bu değil miydi bu memlekette, Basın ve Yayın işlerini tedvire memur D.P. Bakanları, partilerinin (opropagandasından başka bir de kendi şahsi propagandalarını yapmaya kalkıştıklarında bi- zim tenkit ettiğimiz, karşısında hop oturup hop kalktığımız davranış? Bu davranışıyla alay ettiğimiz için bir Celâl Yardımcının bu dergiyi mah- kemelere verdiği bizim hâlâ hatırımızdadır. Şimdi bir Ali İhsan Göğüş aynı merakta, aynı heveste... Bakanlar var, kendi Gruplarında tutulmadıklarından şikâyetçiler. Sempatik görünmediklerinden dertliler. Bunu şahsi oçekememezliklere bağlamak kabildir. Ama insaf! Turizm Bakanı değil de bir Turist Bakan olan - sanki turistik yerleri gezmek Turizm Bakanından beklenen işmiş gibi.. - ve kendisi katıldı diye uydurma açık oturumları 1965 Türkiyesi- nin - hatta dünyasının - va önemli haberi olarak radyolarda dinlettiren bir zat da çekilir mi yan Çekirge a kere zıplar? Turan Şahinin basın toplantısında bir ga ciceinin birkaç dakikalık ge- cikme için kullandığı "bu toprak refor mu da gecikir durur" cümlesi. Tasarı bugün Meclise (o verildiğine göre, bir espri niteliği taşımakla beraber, ma- ziye bakılınca, büyük gerçeklik kazan- maktadır. Türkiyede toprak reformu çalışma- ları Atatürk zamanında ,1935 yılında, başlamış ve 1945 yılında meşhur Top- rak Kanunu çıkarılmıştır. Zamanın Tarım Bakanı Şevket Raşit Hatiboğlu tarafından hazırlanan ve Adnan Men- deres, Cavit Oral gibi ağa milletvekil lerinin şiddetli mukavemeti sebebiyle büyük tehlikeler atlatan bu kanun, an cak Cumhurbaşkanı İnönü ve Başba- kan Saraçoğlunun ağırlıklarını okoy- maları ile Meclisten geçebilmiştir. Fa kat o zaman henüz bir demokrasi tec rübesinden de geçmemiş olan toprak- sız türk köylüsünün hakkını almak- ta çok çekingen davranması, toprak ağalarının tehditleri ve bitmek tüken- nn bilmeyen manevraları a , bu müsait kanuna rağmen fiili bir toprak dağıtımı ve reformu erek memiştir. Meselâ o günler Urfa- da, Vali tarafından Köylüye “dağıtılan tapular bir süre sonra köylü tarafın- dan geri veriliyordu! Bunun o sebebi, ağanın basit, fakat kesin tehdidi idi: "— Seni bu toprakta yaşatmam!." Zaten bir süre sonra. Toprak Ka- nununun reforma elverişli 17. Madde- si, içine girilen çok partili demokrasi ortamında iyice palazlanan toprak a galarının gayretleriyle değiştirilmiş ve işlemez hale getirilmiştir. Reformu ortadan kaldıran değişiklik tasarısını 1948 yılında Meclise sevkeden Tarım Bakanının ismi, Çukurovalı toprak a- gası Cavit Oraldır!.. 1950-60 devresinde ise, 1945'in me: hur Toprak Kanunu aleyhtarı, eni ağası Menderesin Başbakanlığı günle- rinde, topraksız köylü için herhangi bir ümit ışığından, reform ihtimalin- den -tabiatiyle- bahsedilemezdi. 27 Mayıs devriminden sonradır ki toprak reformu ümitleri tekrar belir- miş ve Devrim idaresi bu konuda bir şeyler yapmağa kendini (o görevli say- mıştır. Ancak, Alparslan Türkeşin Baş bakanlık Müsteşarlığı yaptığı günler- de hazırlanan iki tasarı, Toprak Ka- nununun birkaç noktasını değiştirmek ten öte bir anla ta ktadır Daha sonra Tarım Bakanlığınca üçün cü bir tasarı hazırlanmış, fakat bu da hazırlayanların memur zihniyeti yü- zünden kısır kalmıştır. e Bundan son ra dördüncü tasarı gelmektedir. Ta- rım Bakanlığında hazır (o bulduğu kı- sır tasanyı bir-iki ufak ve kurnaz değişiklikle (o işlemesi oOimkânsız bir AKİS, 15 OCAK 1965