YURTTA OLUP BİTENLER satta var kuvvetleriyle (o bağırmakta- dırlar. Onların bu davranışları dola- yısıyladır ki bir zamanlar gerçekten fayda veren ve ışık yerine geçen fa- kültelerin açık oturumları aşırı sağ - mukaddesatçılar - ile aşırı sol - TİP ciler - arasında kuvvet gösterisi ha- lini almıştır. Bunda tabii, ortada bu- lunan büyük çoğunluğun o pasif dav- ranışı başlıca rolü oynamakta ve ö- tekiler meydanı boş bularak ortalığı velveleye vermektedirler. İstanbul Olayları bundan dolayı bu hafta milletin gözünü açmak ba kımından faydalı neticeler (o vermiştir. Milletten sonra Parlâmentonun Oo ve Hükümetin de gözü açılır. Türkiye-- nin Weimar Cumhuriyeti oolmadığı anlatalırsa her halde bir tehlike he- nüz beşiğinde yok edilecektir. T.İ.P. Sokak kavgası Bu hafta Pazar günü, İstanbuldaki gazeteciler semti oBabıâliden ge çenler eskiden Eminönü Halkevi olan ve şimdi Eminönü öğrenci (o Lokali olarak Milli Türk Talebe Birliğinin elinde bulunan binanın önünde kor- kunç bir arbedeye şahit oldular. Pazar günleri, Babiâlinin tenha günleridir. Hele sabahları, sokaklar- da hemen hiç kimse bulunmaz. Adet bu iken o sabah saat 10,30 da yaman bir polis kordonunun Öğrenci Lokali Ö takım halinde dolaş- ması dikkati çekti. Önce içerde kav gali öğrenci kongrelerinden biri ya- pılacak sanıldı. sonradan anlaşıldı ki solcu TİP'in bir propaganda top- lantısı vardır. Toplantının resmi adı "Genel İ- dare Kurulu Toplantısı" idi. TİP üç ayda bir bu toplantısını açık olarak, bir propaganda gösterisi oolarak ter- tiplemekte, böylece o söylenenlere da- ha fazla önem ve yayılma imkânı sağ lamaktadır. Tabii bu, parti bakımın dan akıllıca bir harekettir. e Gerçek- ten, bunlar ekseriya hadiseli 8eç mektedir geçmese de, Pazar günle- ri havadis sıkıntısı çeken o gazeteler bunlara hak ettiklerinin üstünde yer vermektedirler. Ancak Pazar günü, hadiseler mu tadın üstünde hararet kazandı. Zira karşı taraf, yani sağcılar hazırlık yapmışlardı. Nitekim hâdiseler sıra- sında e , Milliyetçi ve desatçı Gençlik" imzasını taşıy: beyannameler oObunun açık delilini 6 verdi. TİP'e kargı harekete geçenle- rin öne sürdükleri sebep, Hukuk Fa kültesi öğrenci oODemeğinin Emin- önü öğrenci Lokalini aynı gün için istemiş bulunmasıydı. Dernek orada "Aşırı Cereyanlar" konulu bir açık oturum tertiplemiş, bunun ilânlarını da yapmıştı. Tabii bu, belirli zaman da lokalin önüne gerekli kalabalığı toplamıştı. Bu kalabalık lokalin TİP 'e tahsis edildiğini öğrenince hem M. T. B. yöneticileri, hem de TİP a- leyhinde hemen gösterilere ( geçtiler. Kapışma başlayınca iki (o tarafın da hazırlıklı bulunduğu hemen an- . Sopalar ortaya çıkmakta ge- cikmedi ve fikir savaşı oyerine kor- kunç bir tekmeleşme, aynı derecede M. Ali Aybar Takke düşüyor... korkunç söğüşme içinde patlak verdi. Allahtan, hazırlıklı olan sadece (o Öğ- renciler değildi. Polis de tertibatını almıştı. Bu sayede emniyet kuwet- leri araya girdiler ve güç belâ, bir çok mevkuf ve bir çok yaralı pahası- a uzun mücadeleden sonra sokağın sükünetini avdet ettirdiler. Bir protesto Hâdise ertesi gün derhal gazetelerin manşetlerine, bu gazetelerin meş- replerine uygun tarzda geçti. (Fakat asıl önemli bir hâdise iki gün sonra patlak verdi. Başlarında M.T.T.B. nin İkinci Başkanı bulunan bir (gençlik idareci grupu bir bildiri yayınlayarak lokali bir siyasi teşekküle, solcu TİP'e veren M.T.T.B. sorumlularını şiddet- le suçladılar üstelik bunlar, lokalin TİP'e verilmemesi hususunda bir de idare kurulu kararı bulunduğunu ile- ri sürdüler. İddialarına göre oyun, bazı TİP'cilerin üniversite içindeki oyunuydu Bu hâdisenin TİP için kritik oir devrede vukua gelmiş olması TİP'ci- lerin talihsizliğini oteşkil etti. (Zira TİP'in Parlâmentodaki tek temsilcisi Niyazi Ağımnaslının, tıpkı (okomünist partilerdeki "partinin çizdiği (yoldan şaşma" suçuna benzeyen bir suçla it- ham edilip kapı dışarı edilmesi (o sol- cu çevrelerde tepki yarattı. Bu çev- reye dahil kalemlerden bir çoğu baş ta "ülkücü yazar" Çetin Altan buna karşı cephe almakta gecikmediler. Ne oluyordu? TİP bir akımın mı, yoksa bir belirli zümrenin mi Oo temsilcisiy- di? TİP monolitik bir dikta partisi gibi hareket etmeye niçin o başlamış- t1? Katı doktrin fikir o hürriyetinin üstüne mi çıkıyordu? Demir Perde gerisindeki "temizlik" lerin ilk (o ör- neğini vermek TİP'in idarecilerinin gerçek hüviyetlerini mi göz Önü "Ülkücü yazar" ve (o arkadaşları bu suallerin cevabının hep bir "Evet" olduğunu galiba yeni anlamaktaydı- lar. Reformlar Yıl 1965! Meclisin ağalarından CHP Diyarbakır milletvekili o Şehmuz Arslan: "— Vallah, bizi kesip elimizden herşeyimizi zorla almalarını istem - yorsak, bunu çıkartmamız şart!" dedi. Şehmuz ağanın,toprak o reformu hakkındaki soru üzerine (o AKİS'çiye verdiği bu cevapta, Türkiyenin toprak dağılımındaki adaletsiz durumu üzeri- ne yıllardır tekrarlanan rakam ve ista- tistiklerin anlamı gizliydi. (o Türkiyede tarımla uğraşan nüfusun dörtte birini teşkil eden azınlık, ekilebilir toprakla- rın yüzde yetmiş küsüruna, çoğunluk ise ancak geri kalanına sahiptir. Ta- rım üretiminin düşüklüğü yüzünden dışarıdan buğday ithal etmek zorun- luğu vardır. Topraksızlığın ve düşük üretimin yarattığı büyük göç neticesi, şehirlerin etrafında gecekondu mahal- leleri görülmemiş bir süratle m tadır. Bütün bunların anlamı, Şeh- muz Arslanın açıkça gösterdiği tehli- kedir. Yirminci yüzyılın ikinci yarısında, 1965 yılında Türkiyedeki büyük halk kitlelerinin hâlâ eski havada oldukla- rını ve iki-üç hamasi cümlenin arka- AKİS, 15 OCAK 1963