inekler değil, belki daha çok insanın duruşudur. Herşeyden önce, karın ada- lelerinin durumu bahis konusudur. Bunlar gevşediği takdirde, iç organ- ları gerektiği şekilde tutamazlar. Bu, insana ihtiyar bir görünüş, kendinden geçmiş bir hal verir. İnsan ne giyinse yakışmaz. Adalelerin gevşemesi bir de doğumdan sonra olabilir, fakat bu, da- ha çok dik durmamanın, karnı içe çek- memenin bir sonucudur. Halbuki oturur ken, yatarken ve ayakta, karın adale. terinin içeriye doğru çekilmesi şarttır. Genç yastan, çocuk yaştan buna dikkat edenler, karınlarını kontrol altına al- mışlardır. Zamanında bu tedbire baş- vurmayanların jimnastik, hareketleriy- le bunu telâfi etmeleri o mümkündür. Kamı korse altında gizlemekten çok, onu yok etmeye bakmak lâzımdır. Sert ve çok sıkı korse zaten hem sağlığa za- rarlıdır, hem de çirkin durur. Sıkı kor- se sadece gece elbiseleri için (tavsiye edilebilir, Gündüz giyilecek korse yu- muşak olmalı ve giyene hareket ser- bestisi vermelidir. En önemlisi, mütemadiyen karnın düşünülmesi, ona göre dik durulması, karnın içeri çekilmesidir. Yemek yer- ken de bu hareket çok faydalıdır. Böy- lece daha az yemek yemek kolaylaşa- caktır. Hareketle karın kontrolü, kısa zamanda, otomatik bir hal alır, kolay- lıkla yapılır. Yemek olarak, haftada iki defa yal- naz biftek ve havuç rejimi yapmak, ekmek, hamur işi yememek lâzımdır. İçki, fazla süt, kuru sebze gibi gaz ya- pan şeyler zararlıdır. . Yemeği yavaş yavaş yemek, iyi nemek ve sinirli, olmamak faydalıdır. Birdenbire fazla yemek yerine, az miktarda, sık yemek daha iyidir. AKİS, SOCAK 1965 Otobüs Derdi Geçen yıl 4 küsür milyon olan Ankara Belediye Otobüsleri işletmesinin zararı bu yıl 11 milyonu aşmıştır. Şaşkınlık içinde çırpınan idare, za- rarını kapatmak için bazı hatlara ve öğrenci pasolarına zam yapma ak v sayısı 5 bini bulan serbest pasoyu kaldırmak istemiştir. Belediye Meclis, bütçe müzakereleri sırasında, zammı reddetmiş, fakat topyekün serbest pasoların kaldırılmasını kabul etmiştir. Belediye Meclisinin, detaylara girmeden, acele olarak aldığı prensip kararı birçok tartışmalara yol açacak niteliktedir. Evvela PTT'ye ait bazı kanuni haklar bahis konusudur. Bunun yanında Harp ve Ordu malülleri, nin, dünyanın her yerinde, âdeta milletlerarası bir gelenek olarak bu hak tan faydalandıklarını hatırlatmak faydalı olacaktır. Basın mensuplarına, ötedenberi memleketimizde tanınan bu hak ise artık âdeta kanunlaşmış- tır: Amaç, haberleşmeyi kolaylaştırmaktır. Bu, aynı zamanda, demokratik sistemlerin büyük bir kuvveti olan basına karşı bir yardım ve saygı ifa- desi taşımaktadır. Fakat asıl mesele, alınan bu tedbirin yaraya ne derece melhem olacağı meselesidir. Serbest pasoların topyekün kaldırılması ile İdare ikibuçuk milyon liralık bir tasarruf yapacağım tahmin etmiştir. Halbuki pasolardan yoksun kalan muhayyel müşterilerinin büyük çoğunluğunu, diğer halk gibi, gine dolmuşlara, minibüs ve station-wagon'lara kaptıracağı muhakkaktır. Asıl kaldırılması gereken şey, bütün zararı "zam ve pasoların iptali" gibi basit ve kolay tedbirleri okapatabileceğini sanan zihniyettir. Bu zihniyet, Otobüs İdaresine ve dahil bulunduğu EGO'ya hakim oldukça Ankara hal- kının açık duraklarda yağmur, kar veya güneş altında, dakikalarca gel- miyen otobüsleri beklemekten, tıklım tıklım otobüslere binmekten, canla- rını Ankara sokaklarında müşteri yarışına çıkan arızalı dolmuşlara teslim etmekten kurtulmaları mümkün değildi Gerçek şudur ki, hızla nüfusu artan ve gecekondu mahalleleri ile ge- nişleyen Ankaraya otobüs yetiştirmek ve bu konuda halkı memnun etmek, büyük bir borç yükü altındaki Belediyenin imkânlarını çoktan aşmıştır. rütülememiş, dolmuşlar otobüs duraklarının burnunun dibine sokularak ve ana caddelere çıkarak, hem şehirde trafik diye birşey bırakmamış, hem de otobüs duraklarından, hattâ hareket saatini bekleyen otobüslerin için- den müşterileri çalmağa başlamışlar, çeşitli dolmuşlar ucuz fiyatlarda ve müşteriyi "istediği yerde bırakma" gibi kolaylıklarla, otobüsler için aman- sız rakipler olmuşlardır. Tcarette en basit bir fiyat rekabeti gerçeğini he- saba katmayan EGO idaresi ise bütün bunların karşısında zam istemekle yetinmiştir. Halbuki zam faydadan çok zarar getirmektedir. Nitekim geçen yıl otobüslerin içine konulan reklâmlara yapılan zam bu ufak gelirin de azalmasına sebebiyet vermiştir. İdare, otobüslerin dışına konulacak olan reklâmlarla ve buna benzer yeniliklerle kendisine yeni gelir kaynakları araması mümkünken, nedense hiçbir zaman bu yola da gitmemiştir. İptal edilen serbest pasolardan bir miktar tasarruf edebileceğini dü- şünmek mümkündür. Ancak, asıl büyük tasarruf, İdarenin illâ ki «troluy- büs ithal etme" merakından vazgeçmek, bunun yerine, yerli olarak monte edilen, mükemmel vasıfta olduğu bilinen otobüslerin kullanılması ile müm- kündür. İdare eğer isteseydi bu yola çoktan girer, hem dövizin dışarıya çık masını önler, hem de halkın ihtiyacını daha çabuk karşilıyabilir, muaz- zam bir yekün tutan troleybüs havai hatlarını kurma külfetinden de kurtulurdu. Yatirimflann. tasarrufun, gelir imkânlarının ve işletmeciliğin yeni göz- lerle ele alınması, klâsik zam zihniyetinden vazgecilmesi ve Otobüs İdare- sinin herşeyden önce âmme hizmeti gören bir müessese olduğunun hatır- lanması şarttır. Liberal bir memleket olan Amerikada. öğrenciler okulla- rına bedava getirilir. (.görürürler. İngilterede, trenler devamlı ziyan eder. Ankara Otobüs idaresini kurtaracak olan şey, li iptali veya öğrenciye zam değildir!.. Jale CANDAN