karşılanır, bilnmez?.." ezinin tabii karşılanan isim- leri ise, bedavacılığı ile tanınmış Ka- sım Gülek ile seyahat meraklısı Cihat Baban olmuştur! İşte bu nitelikleri ta şıyan yirmi iyiniyet elçisi, günde 34 dolar harcırah alarak, birbuçuk ay sü reyle, modern Marko Polo pozunda, tatlı bir turistik gezi yapacaklar ve fırsat buldukça da görüştükleri lider- lerin gözü üstüne yumruk atar gibi, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda oylarınızı türtk tezi lehine kullanın. Çünkü, vallahi de billahi de biz haklı yız" diyeceklerdir. 77 ülkede turistik gseiye çıkacak olan bu 20 iyiniyet elçisi tarafından tam 1440 defa tekrarlana- cak olan bu "vallahi, billahi biz hak- lıyız" sözünün Türkiyenin zaten yama- lı bir bohçadan farkı olmıyan bütçe- sine açacağı yeni delik ise | milyon lira civarındadır. Zabıta Su testisi su yolunda... Fakir kılıklı, 14-15 yaşlarındaki ga- zete müvezzil, Bahçelievlerdeki 60. sokağa koşar adımlarla girdi ve bağır- mağa başladı: — Bu sokaktaki yoor."" Gazete müvezzii, bu ilginç satış u- sülünü tatbik ettiği ve elindeki gazete stokunu rekor denecek kadar kısa bir zamanda erittiği gün takvimler 5 Ocak 1965'i gösteriyordu. Çoğunlukla millet vekillerinin oturduğu sokağın sakin- leri, müvezzi çocuğun getirdiği gazete leri heyecanla aldılar ve 12 saat önca- ki olayı, eski DP milletvekili (Faruk çölün öldürülüşü haberini okumağa koyuldular. Cinayete ait ilk belirti bir gün ön- ce ortaya çıkmış, fakat kimsenin dik- katini çekmemişti. Pazar günü saat 16 sıralarında 60. sokaktaki evinde bulu- nan kaymakam Alpay Erdinç, bir ara karşı apartmanın çatısında iki ada- mın dolaştığını gördü. Fakat bunları tamirci zannetti ve önem vermedi. Al- pay Erdinçin sonradan polise verdiği ifadeye göre, çatıda dolasan şahıslar. dan birisi lâcivert elbiseli, uzun boy- lu idi. Genç kaymakam diğer şahsı pek tarif edemedi. Bu iki adamın çatıda görünmesin- den Il saat sonra pazartesi sabaha karşı 03.30 'da, 60. sokak sakinlerin- den eski Adalet Bakanı Abdülhalt Ke- mal Yörük, duyduğu tabanca sesleri ila sıcak yatağında hopladı. Üç el silah sesi işitmişti. Yörükün bundan sonra yaptıkları hakkında iki türlü AKİS, 8 OCAK 1965 cinayeti yazı- hikâye mevcuttur. Birincisi, Yörükün bir cinayet işlendiğini anlayıp kahra- manca atıldığı, sokak kapısını açıp merdivenlere koştuğu ve son nefesini vermek üzere bulunan Faruk Çöle yar- dıma çalıştığıdır. İkinci hikâyeye gö- re ise Yörük, silâh seslerini duyunca sapsarı kesilmiş ve ayaklarının oucu- na basarak telefonun bulunduğu oda- ya gitmiştir. Bu odada cihazı eline a- lan eski Adalet Bakam, polisi aramayı da düşünmüş, fakat heyecandan mı, yoksa telefondaki bir ânzadan mı, bi- linmez, iki-üç defa uğraşmasına rağ- men polisi bulamamıştır. Bu arada, silâh seslerini , işiterek kapıya doğrulan apartman kalo rifer- cisi Azla Atıcı, siyah paltolu, orta boylu birinin kapıdan koşarak çıktığını ve kaybolduğunu görebilmiştir. Özellik taşıyan bu ilk anlardan sonra, bir cinayet ertesinin normal saf haları gelmiştir: İlk önce bir genç ka pıdan kafasını uzatmış, merdivenlerde yatan Faruk Çölü görmüş, etrafta kim se kalmadığından emin olduktan son- ra dışarı çıkarak, maktulün yanma gelmiştir. Daha sonra kadın çığlıkları, gazeteciler ve polisler birbirini takip etmiştir. Şmdi iş, soruşturma, safhasında- dır. Halk ve gazeteler esrarlı ihtimal- ler ortaya atarak durumu çözmeğe uğ- Çölün ilgisi bulunan kızlar Ağasız kaldılar. YURTTA OLUP BİTENLER raşmakta, polis ise kendisini çok bilin- meyenli bir denklem karşısında his- setmektedir. Kirli çamaşırlar Oysa, olayın önemli yanı esrarlı gö- rünüşü değil, bu vesile ile ortam çıkan kirli çamaşırlardır. Maktul Fa- ruk Çöl, Türkiyede benzeri çok bulu- nan ağa-polittkacı tiplerinden biridir. Amasyada büyük toprakları, bir çiftliği Sıkıntısız ve eğlenceli geçen bir genç- lik devresinden sonra politikaya atıl- mış, önce DP Amasya İl Başkanlığını sonra da DP Amasya milletvekilliğini kolayca elde etmiştir. Zaten hayatı, is tediği şeyleri kolayca elde etmekle geç mistir. Kadınlar, bilhassa genç kadın- lar ve gençkızlar, hatta ve hatta ço- cuk yaşta kızlar onun bu Oo devredeki başlıca hedefidir. Faruk Ağa bu dev- rede de istediğini elde eder durum- dadır. Ama Faruk Ağanın çapkınlığı da tam "ağaca" dır: e Gençkızların anası ile pazarlık, kızın tazeliğine ve güzelliğine göre artan miktarda mali vaadler ve neticede iğfal! Eğer bir ço- cuk dünyaya gelirse, meseleyi kapat- mak için yine imdada para yetişmek- tedir. Faruk Çöl, bu hayatını sürdürmek için Amasyadaki çiftliği ile 60. sokak- taki apartman dairesini kullanmakta- dır. Büyük ün kazanan bu apartman dairesini bir gazeteci şöyle tarif etmiş- "Bir yatak odası, sadece iki kişi ilk bir yatak ve Peri mecmuaları.. Bir mutfak, sadece bir buzdolabı ve viski şişeleri. Bir salon, sadece bir kumar masası ile | e ve her odada birer yatak. Faruk Ağa vurulduğu son geceyi de güzel kadınlarla saat 2'ye kadar i- çerek ve gazinoları dolaşarak o geçir- miştir. Bu arada gece için ayrı bir genç kızla randevusu mevcuttur. o Kısacası Ağa son ânına kadar her istediğini elde etmiştir. Bu yazının dizgiye verildiği o sıra- da, ilgili makamların bütün dikkatleri, kapıcı Aziz Atıcı ile kendisini maktül- lün yeğeni diye tanıtan Doğan Berga- malıoğlu üzerinde toplanmış bulunmak- tadır. Nitekim çarşamba akşamı ka- pıcı Aziz sucunu itiraf etti ve kendisi- ni cinayete azmettirenin Doğan Ber- gamalıoğlu olduğunu söyledi. o Böylece esrarengiz cinayet polisin becerikliliği. sayesinde ışığa kavuştu 11