S İ Filmler Kazan'ın "Aşk Bahçesi" Elia Kazan, 1 9 0 9 yılında İstanbulda doğdu. Dört yaşında iken, ailesi A- merikaya göçtü. Babası halı taciriydi. Kazan, lise eğitimini kolaylıkla yaptı; William's kollejinden sonra Yale Üni- versitesi dram bölümüne girdi, fakat iyi bir oyuncu olamıyacağını çabuk an- ladı. Sahne direktör yardımcısı olarak "Group Theatre" topluluğuna katıldı, sahneye çıktı, Sinemaya önce oyuncu, sonra rejisör olarak girdi. I 9 5 7 yalında kendi adına bağımsız bir film şirketi kurdu. Strasberg ile birlikte ünlü "Ak- tör Stüdyo"nun da kurucularındandır. 1947 yılında "Centilmen Anlaşması" ile en v rejisör Oscar'ını, "Cennet Yolu" ile 19 5 4 Cannes festivalinde "Dramatik film armağam"nı, "Rıhtımlar Üzerin- de''iledel95 4 yılının Venedik festivali "Gümüş aslan armağanı"nı kazandı. ia Kazan, sinema rejisörlüğüne geçmeden öncte Broadway tiyatroların- da -yine rejisör olarak- çalışıyordu. Wilder'in "The Skin of Our Teeth - Di simizin Zarı"nı, Millerin "All May Sons - Bütün Oğullarım"ı, "Death of a Salesman - Satıcının Ölümü"nü ve Williams'm Kızgın Damdaki Kedi" oyunlarını ba- şarıyla sahneye koymuş, 1940-41yula- rında iki Hollywood filminde -"City for Conguest - Galipler Şehri" ve "Blues in the Night - Gece Melodileri"- o- yunculuk etmişti. İlk filmi "A Tree Grows in Brook- Iyn - Bir Gençkız Yetişiyor"u, 1944 yı- lında çevirdi. Yazar Betty Smith'in ay- ni adlı romanından alınan bu filmin başrollerinde Dorothy McGuire, Lloyd Nolan, James Dunn, Joan Blondell ve Peggy Gardner oynamaktaydılar. Bro- okiyn şehrinin kenar - köşe mahallele- rindeki yaşama şartlarını ve o zorluk- lar içinde bir kız çocuğunun, çocukluk- tan gençkızlığa geçişini, o sıralar Holly wood'da pek alışılmamış bir e havası içinde veren Kazan'ın öbü jisörlerden ayrılan yanı, ra da son derece dikkatle eğilişidir. Fox adına çevirdiği "Bir Gençkız o Yetişi- yor"un başarısı, şirketi Kazanla ikin- ci bir film için daha anlaşmaya götür- dü. Kazan'ın, BEİMeiiMe tabantabana zıt ikinci filmi ca of Grass - Yeşil Ufuklar'da (1946) bu defa western tü- rüne el attığı görülmektedir. Konu, yi- ne bir romandan alınmıştı ve Kazan, filminde, Spencer Tracy, Katherine AKİS, 1 OCAK 1965 "Cat Ona Hot Tin Roof -. ince mii ği NE M A Hepburn ve Robert Walker gibi usta o- yuncularla çalışmıştı. (Bütün bunlara karşılık, ye Ufuklar" beklenen ba- şarıya ı ve Kazan, yeni bir filme kaale için tam onbir ay boş oturmak zorunda kaldı. Holywood ile geçici bir süre için bağlarını koparıp yeniden Broadway'e dönen rejisör, bu arada güneyli bir beyaz kızla zenci bir erin aşk serüvenlerini hikâye eden ha- tırı sayılır derecede cesurca işlenmiş "Deep Are the Roots - Kökleri Derin- lerde" adlı oyunu sahneye koydu ve ırk- çıların yaylım ateşine hedef oldu. "Kök leri Derinlerde" hem güçlü bir oyun- dur,hem de Kazan'ın adını ustaya çı- karan bir mizansenle sahneye konul- muştur. Ayni yıl Arthur Millerin, "Bü- tün Oğullarım" adım taşıyan ünlü top- lumsal dramını sahneye koydu ve Holly wood'un ikinci çağrısıyla ile sinemaya da döndü. "Boomerang" "Boomerang" (1947), yargıladığı bir tutuklunun suçsuzluğuna karar, veren bir savcının küçük politika oyunlarına ve baskılara rağmen, yine de kendi fik- rinden dönmeyişinin ve bunun savun- masını sonuna kadar götürüşünün hi- kâyesidir. Başrollerinde Dana Andrews ve Jane Wyatt oynamaktadırlar. "Fil- min bütününe, konunun gerektirdiği bir gerçekçilik hakimdir." Böylece Kazan, Broodway sahnele- rinde "Kökleri Derinlinde" oyunuyla adımını attığı kavgacı plâtformda "Bo- omerang"la bir sağlam adım daha at- mış, üçüncü ve daha ciddi" adımı olan "Gentlemen's Agreement - Centilmen Anlaşması" (1948) ile de gözüpek bir rejisör oOOlduğunu ortaya koymuştur. "Centilmen Anlaşması-, -beyaz perde için yepyeni bir toplumsal konuyu iş- lemektedir." Bu, yahudi düşmanlığıdır. Konu, Laura Habson'un bir "best - seller" oromanından alınmıştır. Bu filmde gazetesine yazacağı omakale- ler için doküman toplayan ve kendisi- ne yahudi süsü veren bir gazetecinin (Gregory Peck), görünüşte ırkçı olma- yan bir toplumda karşılaştığı durum- tarla yahudi aleyhtarlığı, oldukça açık ve acı bir şekilde ortaya konulmakta- dır. Kazan'ın 1949 yılında çevirdiği "Pinky - Kara Damga" da eleştirmeci tutumunu sürdürdüğü filmlerinden bi- ridir. "Centilmen Anlaşması" ile ya- hudi aleyhtarlığını neşterleyen rejisör, "Kara Damga'da ise, Amerikadaki si- yah - beyaz çekişmesinin içyüzüne €- gilmektedir. 1 9 4 9 yılları, Hollywood'un bu tür toplumsal problemleri işleyen N. Wood "Aşk Bahçesi"nde Dengesin kurban filmlere yapım listelerinde genişçe yer verdiği ve tarafsız görünme politikasını güttüğü yıllardır. "Kara Damga", yal nızca suyun yüzünde gelişip büyüyen, köksüz olmaktan kesinlikle öteye git- memiş bir film olarak n'ın filmog rafisinde yerini almaktadır. Fırtınalı yıllar 1947 yılının son ayları, Amerikada ye- ni bir politikacı tipinin ortaya çıktı- ğı ve politikasıyla yığınları oOardından sürüklediği, etkisi altında bıraktığı gün ler olarak herzaman hatırlanacaktır. Bu yeni tip politikacı, McCarthy; po- litikası da önüne geleni komünistlikle suçlamaktır. McCarthy'ye göre kızıllar, Amerikada, toplumu etkileyecek neka- dar subaşı varsa hepsini tutmuşlardır ve hükümeti devirme amaçlarına ula- şabilme yolunda her türlü vasıtayı kul- lanmaktadırlar. Senatoda kendisine hatırı sayılır derecede taraftar topla- yan McCarthy, derhal bir "Amerikan Aleyhtarı Çalışmaları Araştırma Ko- misyonu" kurdurmuş ve birçok kurum- lar arasında Hollywood'u da listesine geçirmiştir.Bu komisyonun Hollywood ile ilgili amacı, sinemada hükümeti zor kullanarak devirme propagandasını bu lup çıkarmak ve sinema başkentindeki' komünist tehlikesini sona erdirmektir. Kazan da bu komisyon karşısında sorguya çekilenlerin arasındadır. Ken- disini hiç sıkıntıya sokmamış, komisi-