YURTTA OLUP BİTENLER şey, Kabinenin, bünyesi fazlaca bozul- madan, dışarıdan alınacak büyük isim- lerle takviye edilmesidir. Nitekim ge- çen hafta Perşembe günü bu mecmua da bu husus açıkça belirtilmiş, Kahine de değişiklik haberleri (ogündeliklerde de bu şekilde yer almıştır. Meselenin gerçek yönü, bu büyük isimlerin, ken- di yarattıkları havanın (o sonuçlarını şimdi beğenmemeleridir. Bakan-toto Geçen haftanın ortalarında, Perşem- be günü, Başbakanlığın önünde sal kim salkım gezinen gazeteciler, "Ba- kan - toto"yu Kabineden ayrılacak o- lanlar için oynuyorlardı. Büyük ikrami yeyi, Ulaştırma Bakanı Ferit Alpis- kender ile İmar ve İskân Bakanı Ce- lâlettin Uzer ikilisine oynıyanlar ka- zandılar. Kısa bir görüşmeyi mütea- Eski ve yeni Adalet Bakanları kolkola Tebdil-i Nitekim beş gün süren CHP Parti Meclisi toplantılarında, (dışarıya akset tirilen havanın tamamen hilafına, bu konuda şimşekler, Hükümet Başkanın dan çok, göreve yançizenler üzerinde çakmış, söz alan üyeler, Aksalı üstü kapalı sözlerle, Turhan Feyzioğlunu da son derece sert bir şekilde tenkit etmişlerdir. 6 mekânda ferahlık kip Başbakanlıktan neşeli kahkahalar atarak ayrılan Uzer, etrafını saran ga- zetecilere: "— İstifamı verdim. Tekrar sıhha- timi kazanacağım için çok memnu- num' dedi. Ferit Alpiskender ise biraz üzgün ve düşünceliydi; totolarının doğru çık ması için içlerinden Alpiskenderin is- tifa etmemesi için dua eden genç ba- sın mensuplarına, düşünmek için za- man üsteliğini istirasını öğleden sonra göndereceğini söyledi, Anlaşılan, bazı kimselere -bu bazı kimseler, eşi ile İs- tanbulda tahsilde bulunan danışması gereken Alpiskenderin rahat koltuğundan ayrılmaya bir türlü gön lü razı olmuyordu. Ama nedense işi fazla uzatmadı, doğruca makamına gi- derek eşyalarını topladı, istifa mektu- bunu yazıp, Başbakana ulaştırması i- çin Özel Kalem Müdürüne teslim et- tikten sonra Bakanlığı terketti. Gazetecilerin Cuma günkü totola- rının konusu ise bu defa ayrılanların yerine kimlerin geleceği idi. Başkentti basın mensupları o gün gerçekten bir hayli yoruldular. Zira Başbakan İsmet İnönü ve Yardımcısı Kemal Satır, bir dımcısı namzetleri ile görüşüyorlar, ö- te yandan da boşalan üç Bakanlığa bu lunacak yeni isimler için temaslar ya pıyorlardı. Üstelik, Kabinedeki deği- şikdiğin sadece bu üç Bakandan ibaret kalacağı hususu da şüpheliydi. O gün Başbakanlığa gelerek Bakanlıkların! ilgilendiren türlü konularda gerek İ- nönü ve gerekse Satırla görüşen, yer- leri sağlam Balkanlar bile gazetecilerin zihinlerinde birer kocaman istifham yarattılar: "— Acaba?..." Başbakan İnönü, Kabine revizyonu ile ilgili temaslarına o sabah CHP Ge- nel Merkezinde başladı. Burada çok kısa bir süre toplantı halinde bulunan kan odasına çekilerek, İsmail Aksal ve Turhan Feyzioğlu ile Başba- kan Yardımcılıkları meselesini görüş- Temaslar ve neticesi Başbakan, tıpkı 1950 seçimlerine te- kaüdüm eden aylarda olduğu gibi bir büyük kabine kurmayı düşünüyor ve mevcut kadroyu Aksal ve Feyzioğ- lu gibi isimlerle takviye etmek istiyor- du. İnönüye göre bu iki isim, parti i- çinde lider niteliğindedirler ve bunla- rın kabinede yer almaları, verimli ic- raatları bir yana, moral bakımından da son derece önemlidir. Zira Reform Kabinesi gibi iddialı bir isimle ortaya çıkmış olan bugünkü Hükümetin en büyük eksikliği, bütün enerji ve dina- mizmine rağmen, tecrübedir. Başba- kan, kendi sahalarında otorite kabul edilen bu iki devlet adamının tecrü- beleriyle dinamizmi birleştirmek iste- miştir AKİS, 18 ARALIK 1964