YURTTA OLUP BİTENLER inceleme ve istatistik dosyası ile çıkan Bakan Demir, muarızlarını bir hayli yumuşatan, sakin ve kendinden emin bir konuşma yapmış, bebek ölümleri- ne, ailelerin bakabileceklerinden faz- la çocuk sahibi olmalarının ne derece etkisi olduğunu gine rakamlara, daya- narak açıklamıştır. Demire göre, do- gum kontrolünün yasak olduğu, Güney Amerika dahil, on memlekette bebek ölüm oranı binde 87, doğum kontrolü- nün hükümet tarafından organize e- dildiği memleketlerde ise binde 52'dir. Pakistan bu son grupa dahildir. Hal- buki Türkiyede bu oran binde 166'ya yükselmektedir. Bakanın anlattığına göre, ilginç bir araştırma daha vardır: Türkiyede, 1s- lahhanedeki çocukların yüzde 65'inin altı ile yedi kardeşli çocuklar olduğu tespit edilmiştir. Dr. Demirin hassasiyetle üzerinde durduğu bir nokta da, yeni kanunda, gebeliğin devamına engel olacak her türlü tedbirin ve kısırlaştırmanın suç olarak kaldığı keyfiyetidir. Yâni kür- taj yasaktır, kısırlaştırma yasaktır. Bakanlık gebeliği önleyici tedbirleri a- lırken, çocuk düşürmeyi ve kısırlaştır- mayı önleyici (tedbirleri de hassasi- yetle yürütecektir. Kanun, halka, yal- nızca gebeliği önleyecek tedbirlerin öğ- retilmesini, bunu sağlıyacak olan ilâç ve araçların ucuz fiyatla ithal veya imalini öngörmektedir. Amaç, nüfus artışını durdurmak veya nüfusu azalt- mak değildir. Türkiyede nüfus gine ar- tacak, fakat ekonomik güce paralel o- larak artacak ve böylece ailelerin ba- kabilecekleri, okutabilecekleri sağlıklı. iyi yetişmiş ai elde edilmesi yo- luna gidilecek Sosyal adalet Bu Kanun tasarısı, bir kısım ailelerin bilgisizlik imkansızlık yüzünden, hayatlarını tehlikeye sokarak, her tür lü imkâna sahip bir kısım ailelerin de gizli olarak, uygun şartlarla uygula- dıkları doğum kontrolünü, tibbi bilgi- ler ve imkanlarla karşıkarşıya getire- rek, vatandaşlar arasında eşit şartlar yaratmak amacım gütmektedir. İmkanı olan aileler bunu nasıl olsa uygulamak tadırlar. Genel bütçeden maaş alan 237 bin 200 memur üzerinde yapılan bir a- raştırma, evli olan binde 82 memurdan yüzde 26'sının hiç çocuğu olmadığını, yüzde 16sını tek çocuğu olduğunu, yüzde 2l'inin 2, yüzde 18'inin 3, yüzde 10'unun 4 ve yüzde 9'unun da 5 ve da- ha çok çocuğa sahip bulunduğunu göstermiştir. Demek ki bunların yüzde 81'i 0-3 arasında çocuğa sahiptir. Ankarada merkezde yapılan bir araş tırma da evli omemurların yüzde 88 inin 0-3 çocuğa sahip olduğunu gös- termiştir. Bu aileler aile planlaması- nı uygulamaktadırlar. Kanun tasarısı kabul edilir edilmez. Bakanlık araştırma merkezleri açacak, bünyemize ve hizmeti köylere götüre- cek en uygun usülü tespit edecek, ge- beliği önleyici tedbirler konusunda hal- kı eğitecek, ilâç ve araçların ilim oto- ritelerince uygun olanlarının ithalini, rdumuzda imalini ve halka ucuz şe- kilde intikalini sağlıyacaktır. Sokaktaki ada Doğum kontrolü konusunda halkın e- ğilimini tespit için değişik bölgeler- Doğum yapıldıktan sonra bebek, doktorun elinde Alan razı, veren razı de ve değişik gruplar arasında a araştırma, kadınların yüzde 7 sinin ve erkeklerin yüzde 65'inin ei önle- yici tedbirleri öğrenmek istediklerini göstermiştir. Erkeklerin yüzde 31'i so- ruyu menfi karşılamış, yüzde 4'ü ise mütereddit kalmışlar. Kadınlarda plân lamayı reddedenlerin oram yüzde 21, müteredditlerinki ise yüzde 7'dir. T.B.M.M. nde bu rakamlar verilir- ken bir AKİS muhabiri Tuzluçayır gecekondu o mıntıkasında, bir başkası Kurtuluştaki bir kahvede ve bir Üçün- cüsü de Kızılayda vatandaşlarla aynı konu üzerinde konuşuyorlardı. Ali Yıl- maz, Sivasın bir köyünden Ankaraya iş bulmağa gelmişti. Çoluk - çocuk köy deydi. İş bulunca, onları da getirecek- ti. Tam oniki çocuğu vardı. Eşinin kaç çocuk düşürdüğünü bilmiyordu. Çünkü söylemezdi. Ama sık sık düşürüyordu. Yılmaza göre, Gülsüm, çocuklarını der inansızlığından düşürüyordu. Kuvvet- sizdi. Halbuki ağır yük kaldırması ge- rekiyordu. Bu yüzden çocuk tutmuyor- du. Yılmaz, Ankaraya yerleşir yerleş- mez bir doktora başvuracak, karısının derdine derman arıyacaktı. Kendisinin de şehirdekiler gibi az çocuğu olsaydı, onlara bakmakta güçlük çekmezdi. Yılmaz, kontrole taraftardı. Tuzluçayırdaki gecekondusunda beş çocuğunu, büyüten ve gündeliğe giden Elif Doğan da doğum kontrolüne taraf tardı. Onbeş defa çocuk düşürmüş, ço- ğunda kanama geçirerek Ankara Do- gumevine başvurmuştu. Yüksel caddesinde oturan genç bir kadın ise: — Dört çocuk doğurdum. Memnu- num. Ama düşürdüklerime acıyorum. Keşke usülünü bilseydim de, ,yalnız İs- tediklerimi doğurabilseydim..." dedi. Genç kadın, çocuk sahibi olma kor- kusu yüzünden "soğuk" olduğunu, si- nirli olduğunu, azap duyduğunu da söz lerine ekledi. Melâhat Arı da çok çocuklu bir an- ne idi. O da çocuklarını düşürmeyi hiç düşünmemişti ama, üstüste doğumlar evin bütçesini sarsmış, huzurunu ka- çırmıştı. Doğum kontrolü haplarından ürküyordu. Henüz onlara güveni yoktu. Başka metodların öğretilmesini istiyor ve ilâçların, uzun tecrübelerden sonra belki kullanılabileceğini söylüyordu. Muvafiklar ve muhalifler Nüfus Plânlaması Kanun Tasarısı T.B.M.M. gündemine gelirken, An- karada düzenlenen bir seminer de or- tamı yoklama görevini yerine getirdi. Konuşmacılar haricinde her istiyenin katılıp konuştuğu bu seminerde, 1964 Türkiyesinde, doğum kontrolü ortamı- nın tam mânasile hazır olduğu meyda- AKİS, 18 ARALIK 1964