eğlenceli şekilde lâfa karıştı: o Alican, TP'nin de erken seçime hazır oldu- gunu açıklayıverdi! Bu arada CKMP lideri Ahmet Oğuz, eski patronu Bölükbaşıdan öğrendiği oyunları tekrarlamağa uğraşmaktaydı. Bölükbaşının 1961 seçimlerinde yuvar- lak masaya katılmamakla elde ettiği milletvekillikleri, oOğuza cazip gelmiş olacak ki, CKMP'nin bu toplantıya da katılımıyacağı haberleri kulislerde do- laşmaya başladı. Oğuz oyununu tam olarak sahneye koymak için, CHP'nin rejimi yıkmak o istediğini iddia eden bir de demeç verdi. Fakat Oğuzun, li- derliğe Bölükbaşı kadar bile yakın ol- madığı çok kısa zamanda ortaya çıktı. CKMP fikrini değiştirmişti, liderler top lantısına katılacak ve eriştiği gerçek- leri burada da tekrarlayacaktı. Bölükbaşı ise mütadı veçhile bu top lantıya da katılmamağa karar verdi. Karar hayret uyandırmadı, Çankaya toplantısı öncesinde yapı- lan bu "huzur" çalışmaları, siyasi tan- siyonu indireceğine, yükseltmişti. Mec- lis koridorlarında, kompleks dolu poli- tikacılar yine kabahatli aramaya baş- lamışlardı. Her ağızdan bir yorum ya- yılıyor, fakat huzuru bozan sebeplerin Sunayın mektubunda en güzel şekilde izah edildiğini hatırlıyana rastlanmı- yordu. Bu arada, dokunulmazlıkları kaldı- rılmak istenenlerin yaptıkları çalışma da son haddini bulmuştu. Ekrem Dik- men, bu yazının ilk kısmında anlatılan tedbire tevessül ederken, Ali Bozdoğan- oğlu, milletvekillerinden tek tek, ken- disi aleyhinde oy kullanmıyacaklarına dair söz koparmağa çabalıyordu. Bu arada AP Adana teşkilâtı da harekete geçmiş. Genel Merkeze telgraf çeke- rek, ültimatom göndererek, Bozdoğan- oğlunun üzerine kanat germişti. Pazartesi akşamı, Köprüden kalkan ve Haydarpaşaya uğrayarak Kadıköye giden vapurda da aynı yönde sıkı bir çalışma vardı. Lüks mevkide, Ankaraya gidecek yataklıya yetişmek için bir ara ya gelmiş olan AP milletvekilleri, Suat Hayri Ürgüplünün etrafını sarmışlar ve ondan, dokunulmazlıkların kaldırıl- ması aleyhinde çalışacağına dair ye- min alma çabasına girişmişlerdi. Çankayada barışalım Sunayın mektubu ile ilgili ikinci Li- derler toplantısına bu ön hava için- de gidildi. 8 Aralık Salı günü öğleden sonra Çankayadaki Cumhurbaşkanlığı Köşkünün içinde ve dışında artık alı- şılmış ve rutin haline gelmiş hazırlık- lar görülüyor ve yadırganmıyordu. Köş kün ikinci katındaki salon ve buradaki uzun masa "periyodik" hale gelmiş o- AKİS, II ARALIK 1964 lan bu tip toplantılara hazır hale ko- nuldu. Köşkün kapısında ise gazeteciler yerlerini almışlar, artık yakın arkada oldukları polisler ve muhafızlarla şa- kalaşıyorlardı. Saat 14.30'a doğru gelen Başbakan İnönü, gazetecilerle şakalaştı: "— Burada ne arıyorsunuz? Yine ne bekliyorsunuz? Aklınız yok mu, bu soğukta burada beklenir mi? Haydi gidin artık, yeter!.." Diğer liderler ise konuşmadan içeri- ye girdiler. Karşılanma ve salona yer- leşme işleri tamamlandıktan sonra saat 14.45'te toplantı başladı. Toplantının başında Alican YTP a- dına, Sadi Koçaş da Milli Birlik Grupu adına birer muhtırayı Cumhurbaşkanı Gürsele verdiler. Alican muhtırasında. YTP'nin ağzında sakız olmuş terane- leri bıkmadan tekrarlıyordu. Kocasın verdiği muhtırada ise siyasiler Anayasa çerçevesine davet olunuyor, köklü ted- bir ve reformların süratle gerçekleşti- rilmesi ve Alt komisyonun huzur için tesbit ettiği tedbirlerin liderler tara- fından ortak karar haline getirilmesi isteniliyordu. Toplantı öncekilerden pek farklı ol- madı. Tek değişiklik, AP'nin yeni bir lider tarafından temsil (o edilmesiydi. Küçük partiler önceki gürültülerini bi- raz munisleştirerek toplantıda da tek- rarladılar: Efendim, bütün kabahat CHP'de ve onun kurduğu azınlık hü- kümetindeydi. Hükümet daha geniş, bir YURTTA OLUP BİTENLER plâtform üzerine oturmalıydı. Böylece köklü tedbirler alınabilir huzur sağla nabilirdi. YTP ve CKMP bu yeni tip koalis- yon tekliflerini yaparken, gözucuyla AP liderine bakmaktan kendilerini alamı- yorlardı. Onun takınacağı tavır belki de kendi gelecekleri için bir ümit ve- rebilirdi. Fakat Demirel, daha önce Merkez İdare Kurulunda tesibit edilen taktiğin dışına çıkmadı. AP'nin bu ko- nudaki cevabı ihtiyatlıydı: AP, yeni bir hükümet kurulması işinde talip değil- di fakat böyle bir ihtiyaç ortaya çı- karsa görevden de kaçmıyacaktı... Bu arada seçim lâfı da ortaya atıl- dı. AP, seçim tarihinin Haziran olarak tesbitini istiyordu. Buna İnönünün ce- vabı kesin oldu: A. P. yöneticileri toplantı halinde Eski ağızda yeni iaam "— Ya derhal, ya normal zaman o- lan Ekim ayında!" Koalisyon ve seçim münakaşaları pek uzun boylu devam etmedi. Tam, AP ekibinden oÇağlayangil bu yönde. "CHPile bir siyasi mütareke yapalım" yollu lâflar etmeğe (başladığı sırada, aklı başında bir politikacı, bu mesele- lerin Parlâmentonun yetkisi içine gir- diğini ve böyle bir toplantıda bu konu- larda karar almanın hatalı olacağını izah etti ve anlamsız tartışma böylece sona erdi. "Yeni" niteliğine tam anlamıyla uyan AP'nin yeni lideri Süleyman De- mirelin yaptığı bir konuşma, toplantı- nın ilginç taraflarından birini (teşkil etti. Demirel bu konuşmasında, CHP 7