dıkları için, sinemacı yanlarını mutla- ka bir dansçı - koreograf - ile birleş- tirmek zorunluğunu duymuşlar, o yüz- den de müzikli filmler rejisörleri ola- rak tek ve büyük bir başarıya ulaşama mışlardır. Wise'ın filmine gelince... Dobert Wise için, sinemacı olarak, "Holyywood'da pek büyük bir ö- nem taşımıyordu" dense yeridir. Wi- se'ın adım duyurusu, başrolünde Susan Hayward'm oynadığı ünlü "I want To Live - Yaşamak İstiyorum" iledir. O filmde Wise, hem namuslu bir film yap mıştır ve hem de şimdiye kadar ameri- kan sinemasında pek ender rastlanan belgeci bir sinema çalışmasına yönel- miştir. Ayni Wise'ın çeşitli Oscar armağan- ları kazanmış "West Side Story - Batı Yakasının Hikâyesi" ise, bir müzikli filmdir ve geçmişi (müzikli filmlere dayanmadığı için Wise "Batı Yakası- nın Hikâyesi"nde koreograf Jerome Robbins ile birlikte çalışmıştır. Yâni Batı Yakasının Hikâyesi" tek başına rejisör Robert Wise'ın filmi değildir. "Batı Yakasının Hikâyesi", hikâye olarak Arthur Laurents'in bir romanı- nı temel konu almaktadır. Laurerats'in romanı da konuyu genellikle Shakespe- are'in ünlü "Romeo Juliefine dayan- dırmıştır ve aradaki tek büyük ayrım, Laurents'in olayları günümüze uygula mış olmasından ileri geçmemektedir. Yalnız yazar olarak Laurents, bu uy- gulamayı yaparken birtakım toplumsal gerçeklere de değinmiştir. Shakespea- re'in "Romeo Juliet"indeki kan güdü- cü iki kinli yan, Apulet'ler ile Monta- gue'ler, yeni uygulamada New York'un kenar köşe semtlerinde yaşayan ve ikisi de amerikan toplum düzenine bir türlü oturup yerleşememiş italyan asıl- lılarla Porto Rico asıllılar olmuşlardır. Shakespeare'in kahramanlarının top- lumla ve düzenle uyuşup uyuşmama di- ye herhangi bir kaygıları zaten yoktur. Ama Laurents, kişilerine bu kaygıyı iyi den iyiye duyurmasını bilmiştir ve ro- manından yapılan sinema aktarma- sında, senaryocu Arthur Lehman da buna sâdık kalmıştır. Geriye, bu türdeki trajik bir konu- nun müzikli film olup olmayacağı prob- lemi kalmaktadır ki, wise ve Robbins çifti bunun başarılı bir örneğini "Batı Yakasının Hikâyesi" ile vermektedirler. İki usta, şimdiye kadar müzikli film deyince akla mutlaka komedi ve komik unsurlar içinde gelişen bir hikâyenin temellik ettiği müzikli film geleneğini "Batı Yakasının Hikâyesi" ile kırmış- lar ve müziklilere trajediyi getirmişler- dir. AKİS, 11 ARALIK 1964 "Batı Yakasının Hikâyesi”, iki u- yumsuz uçun, italyan asıllılarla Porto Rico asıllı gençlerin karşılıklı çekişme- lerini ve savaşlarını anlatmaktadır. Mekân, New York şehrinin batı yaka- sındadır. Konu gereğince her iki rejisör de -yani Wise ile koreograf Robbins- o mekânın ve o mekânda yaşıyan kişi- lerin gerçeklerine inmek zorunluğunu duymuşlardır. Yalnız, Wise ile Rob- bins'in gerçekçilikleri, başka ülke sine- malarının gerçekleriyle (o eşdeğerlilik taşımamaktadır. Gerçekler, bilinen ger çeklerin sinemaya değiştirilmesiyle ye- nilenen ve değiştirilen gerçeklerdir; Ki- şilerin uyumsuzlukları ve toplumla olan bağdaşmazlıkları (o gerçekte değil söz- lerdedir. Yakınma davranışlardan çok, kelimelerdedir. Bu yandan bakıldığında Wise ile Robbins'in gerçeklere gerçek diye bilinene uymamakta ve kesinlikle aykırı düşmektedir. Yeni "Romeo Juliet" Shakespeare'in Oo intikamcı taraftarla- rını, "Batı Yakasının Hikâyesi'nde amerikan olmayan iki ayrı ırkın Yeni Dünyadaki azınlık toplulukları temsil etmektedir. Romeo italyan asıllı Tony (Rlohard Beymer), Juliet de. Porto Ri- co'lu Maria (Natalie Wood) dır. Diğer Shakespeare kişileri değişmişlerdir. Me- selâ ünlü Papazı, çok sayıda ve deği- şik kişiler aralarında paylaşmışlardır. Büfeci Doa'da, Polis Komiserinde ve hattâ Bemardo'nun -.(George Ghakiris) sevgilisinde (Rita Moreho) bölük pür- çük bulmak mümkündür. Buna karşılık Shakespeare'in Parisi Chico olarak hay SİNEMA li gürültüye getirilmiş, fakat Mercutio' nun Riffi (Russ Tambiyn) daha öne ve birinci plâna çıkarılmıştır. İki taraf, "Jetler" ve "Köpekbalık- ları", adlarıyla anılan iki gençlik top- luluğunun sürekli çatışmasını sürdür- mektedirler. Polis, her birini geleceğin birer suçlusu görmekte olduğundan, ya kanlık yerine baskı gücünü kullanmak- ta ve bütün ilgisi burada kalmaktadır. bir "harp meclisi" toplamaya karar ve- rirler. Jetlerin yeni lideri Riff, eski li- der Tony'yi yine kendi aralarına çek- mek için kandırır ve danslı toplantıya götürür. Fakat danslı toplantıda, Kö- pekbalıklarının o liderinin (kızkardeşi Maria ile karşılaşıp birbirlerine tutu- lan iki sevgili, giderek bu düşmanlığı körükleyecekler ve son, (beklenmedik bir trajedi ile kapanacaktır. Wise'ın usta işi sineması, Robbins'- in müziklilere yenilik ve canlılık geti- ren dans düzenlemesi, Leonard Berns- tein'in müziği ile birleşince, ortaya son derece ilgi çekici ve başarılı bir müzikli film çıkmaktadır. Üçlü -Wise, Robbins ve Bernstein- filmin suruma yazıların- dan hemen sonra, tıpkı bir operada perde önünde nasıl o başlangıç müziği çalar ve perde ondan sonra açılırsa, c yolu sinemaya getirmektedirler. Sunma yazılarından sonra Wise, bir renklen- dirme düzeni içinde, Bernstein'm baş- langıç ve giriş müziğini seyircisine di- renerek dinletmekte ve filmine ondan sonra girmektedir. Danslı bölümler, filmin gerçekçiliğin den daha gerçekçi bir tutumdadır. Taş- lamalar; toplumsal (gerçeklerin şarkı ve müzik yoluyla dile getirilmesi Wi- se'a ait olan normal bölümlerdeki ger- çekçilikten hem daha ileri ve hem de daha olumludur. Yine dans bölümlerindeki düzenle- me, Wise'ın sinemasıyla birleştirilince doyumsuz bir görüntü zincirlemesi bir birini izlemektedir. Bu türdeki başarı, meselâ Gene Kelly, Stanley Donen gi- bilerinin ortak ürünlerinden daha usta işidir. Bunda gerçi geniş perdenin de, kabarık sesin de, rengin de yeri ve ö- nemi büyüktür ama, Wise ile Robbins' in bir yerden öte, müziklilere hatırı sa- yılır derecede bir yenilik (o getirdikleri muhakkaktır. "Batı Yakasının Hikâyesi" yılın tek ilgi çekici müziklisidir ve daha uzun yıllar amerikan sinemasının bu tip bir başarı grafiği çizmiş yeni bir müzikli yapması için hayli beklenmesi gereke- cektir... 33