11 Aralık 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

11 Aralık 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ss İ Filmler "Batı Yakası Hikâyesi" Sinemada, o sesin katılmasıyla birlik- te müzik de kendini etkileyici bir unsur olarak ayni anda kabul ettirdi. Üstelik müzik, sesten çok önceleri de sinemada vardı ve sessiz filmler çağın- da, her türlü etkileyici unsur olarak sinema salonlarında yine başköşeyi iş- gal ediyordu. İlk sesli film olan "The Jazz Singer - Caz Şarkıcısı", sesli sine- ma ile birlikte müzikli sinemanın da ilik başarısı sayılabilir. Konuşan bir fil- min yanısıra, kahramanlarının ayni zamanda şarkı söylemesi, müziğe ayak uydurup dansetmesi o yıllar için çar- pıcı bir sonuç doğurdu ve müzikallere gidişe de özel bir yol açmağa yaradı. Müzikli filmler konusunda, dünya sinemasının endüstri başkenti Holiy- wood, hem önayak oluşu ve hem de "baş"lığı elinden hiç bir zaman bırak- madı. Müzikli tiyatro Broadway'de de vardı ve giderek ogelenekleşmiş, sağ- N E M A lam bir geçmiş ile yine bir o kadar sağlam temeller üzerine oturtulmuştu. O yüzden, iyi müzikli oyun yöneticileri sürekli olarak Broadwayde yetiştiler, geliştiler ve (oHollywood'a o kanaldan geldiler. Bir yerden sonra Broadway, çok çeşitli yönlerde, Hollywood için besleyici bir ikinci kaynak (oluyordu. Tiyatroda sivrilivermiş bir oyun, bir rejisör, çok geçmeden kendini sinema- nın tam ortalık yerinde buluyor, sine- manın aracılığında daha yaygın bir or tama varıyordu. Müzikli oyunlar ve müzikli oyunla- rın rejisörleri için de durum ayniydi. Hollywood, Broadyway kaynağından her zaman kendi çıkarma uygun yararlan di ve yararlanmakta da devam etmek- tedir. Başlangıçtaki müzikli o filmler ger- çekten büyük ilgi çekti. Güzel kızlar, delikanlılar perdede şarkılar söylüyor- lar, dansediyorlar, bir yandan da mü- zik alabildiğine çalıyordu. Bu, sinema için önemli bir oluştu. Müzikli filmle- rin yaratıcıları, filmlerinde fantezice de ayrıca önem veriyorlardı. Her mü- zikli flim için dans sahnelerine yeni ve değişik görüntüde odekorlar yapılıyor, soyunuk kızlar dev piyanonun kapak- ları ve tuşları üzerinde gezip dansedi- yorlar, göklere doğru tırmanan merdi- venlerden şarkılar söyleyerek iniyorlar ve seyircide şaşırtıcı bir etki yaratıyor-, lardı. Bu, bir bakıma soyut filmlere yaklaşmaktaydı ve "öncü" filmlerin başlama ucu, bir yerden sonra müzik- lilerden geliyordu. Hollywood müziklilerinin yanısıra Avrupa sinemasında da müziklilere karşı bir eğilim yok değildi. Endüstri, çıkarı nerede ise, yüzünü o yana çevi- riyordu. Fransada Lubitch, Almanyada Thiele bu yolun yolcularıydılar. Gele- cekte Lubitch, Hollywood'a gidecek ve Avrupa havasım amerikan müziklile- rine katarak o türdeki filmleri altın çağa itecektir. Mamoulian, Lubitch, Cukor, Mi- neli!, Donen, Kelly müzikli filmlerin en gözde ve en başarılı rejisörleri ara- sındadırlar ve arada bir de müzikli de- neyenler -Logan, Zinnamann, Mann ve son olarak Robert wise gibileri- bütü- nü ile müzikli filmler rejisörleri olma- Natali Wood ile Richard Beymer "Batı Yakasının Hikâyesi"nde Müziklerde tragedya 32 AKİS, 11 ARALIK 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: