4 Aralık 1964 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 14

4 Aralık 1964 tarihli Akis Dergisi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER girdi. Törende bir konuşma yapan Konsey Başkanı Federal Almanya Dış işler Bakanı Gerhard Söhroeder : "— Bugünden itibaren camia- mız halkları ile Türk halkı, kaderle- rini zaman bakımından tahdit edil- miş olmıyan ve daima ileriye yönel- miş bulunan bir teşebbüste birleşmiş gereceklerdir" dedi. Bu sözlere (o ol- dukça uzun bir konuşmayla Oo cevap veren Erkin de bunun Atatürk dev- rinden beri bütün gayretlerin üzerin de teksif edildiği bir amacın, batıya yaklaşmanın, batılı olmanın o gerçek leşmesi demek olduğunu ve ortak- lık bünyesi içinde Türkiyenin Or- tak Pazar temposuna uymak için elinden geleni yapacağını söyliye- rek cevap verdi, Türkiyenin Ortak Pazara girme- si ekonomik açıdan büyük bir o adım olmakla beraber beklenen faydaların elde edilmesi birtakım şartlara, Tür kiye ekonomisinin, diğer üye devlet- ler ekonomisi ile aynı seviyeye ulaş- masına bağlıdır. Bunun aksi, güm- rük duvarları tamamen o yıkılmış o- lan Türkiyede, dev firmalarla (o boy ölçüşemiyen yerli (osanayiin tamamiy le tasfiye olması demektir. Bu kötü ihtimali önlemek için yapılacak şey önümüzdeki 10 yıl içinde bütün milli kaynakların kalkınma yolunda sefer ber edilmesidir. Bu başarıldığı (o tak- dirde gerçek anlamda batılılaşmanın sağlam iktisadi temelleri atılmış ola- caktır. Ancak Türkiyenin ortak opazara girişi sadece iktisadi yönden o değil, politik açıdan da son derece önem- lidir. Böylece Türkiye batı ittifakı içinde, özellikle Amerika ile (olan münasebetlerinde daha bağımsız bir politika güdebilecekttr. Zira ekonomik bakımdan kaydedilen bu önemli geliş- menin, dış politikaya akisini görme- mek imkânsızdır. Liberasyona dahil ihraç malları ile birlikte ihracatının yüzde 85 ini Ortak Pazara üye olarak garanti altına alan Türkiye, bundan böyle daha şahsiyet sahibi bir politika güdebilecektir. Ni- tekim Brüksele hareket etmeden ön- ce hava alanında konuşan Dışişleri Ba kanı Feridun Cemal Erkin, Kızıl Cinle ticari bağ kurulup kurulmıyaçağı yo- lunda bir soruya "Şimdilik böyle bir miyeceğini söylemiştir. Erkine " göre başta Fransa olmak üzere bütün Or- tak Pazar üyesi ülkeler komünist blok devletleri ile geniş çapta ticaret yap- 14 maktadırlar ve bu bakımdan Türkiye nin de aynı şekilde komünist blokla olan ticari bağlannı kuvvetlendirmesin de bir mahzur yoktur. C.H.P. Uyuyan güzel "Haftanın başlarından itibaren oBaş- kentte üzerinde en çok konuşulan konu, Süleyman Demirelin AP ye Ge- nel Başkan seçilmeğidir. Bu konuda herkes kendine göre bir yorum yap- makta, yeni Genel Başkanın nitelikle- ri üzerinde durarak AP nin bundan Mehmet Hazer İktidar o gömüyle sonraki tutumunun ne olacağını tes- bite uğraşmaktadır. Aynı faliyet siya- si partiler için de söz konusudur. Par- ti yöneticileri, Demirelin şahsiyetini en küçük teferruatına varıncaya kadar incelemişler ve AP nin yeni başını ken di partileri açısından değerlendirmiş- lerdir. Küçük partilere göre AP eskisi kadar tavla vermiyecek, oy toplamak için dini istismar, 27 Mayısa, devrim- lere karşı gelme gibi bir kısım politi- ka erbabı tarafından fazlasıyla iltifat gören davranışlara sapmıyacakur. Bu ise, doğrusu istenilirse bu çeşit politi- kacıları oldukça bol küçük partilerin artık hayli yaklaşmış olan Genel Se- çimlerdeki (o şansını (o arttırmaktadır. Şimdi bu politikacılar, AP'den boşa- cak yeri kendi partilerinin doldurma- sı hazırlıkları içindedirler. CHP de yorumlar bir başka açıdan yapılmaktadır, CHP yöneticilerine gö- re, her iki partinin — CHP ile AP' nin — oyları da hemen hemen donmuş bulunmaktadır. Eğer oy kaybetmesi muhtemel bir parti varsa, o da AP'dir. Zira taviz konusunda cimrilik göster- mesi, küçük partilerin ekmeğine yağ sürecektir! CHPnin oy kaybetmesi ise - eğer böyle bir ihtimâl varsa - hiç bir zaman AP nin başına şu veya bu şah- sın geçmesi ile ilgili değildir. CHP nin gerek 1961 genel seçimlerinde, gerekse mahalli seçimlerde fazla oy almaması nin başlıca sebebini, "aydın seçmen" in sandık başına gitmemesi teşkil et- miştir. Bunlar CHP den soğumuşlar- dır ama, AP ye de yaklaşmış değiller- dir. CHP vadettiği reformları gerçek- leştirdiği ve istenilen ölçüde devrimci bir parti hüviyetini aldığı takdirde bu oyların yeniden kazanılması için bir sebep yoktur. O halde yapılacak iş, AP nin başına şu veya bu kişinin geç- mesiyle ilgilenmekten çok, seçmene CHP den beklenileni verebilmektir. Damoklesin kılıcı Fakat CHP liler, vardıkları sonucun am bu kısmında "Ancaaak" de- mekte ve bu "ancak'"ın yanına koca- man bir nida işareti koyduktan sonra devam etmektedirler: — Bir de bunun aksi olursa... Yâ- ni AP eski tutumunda ısrar ederse... İşte o zaman CHP nin görevi büs- bütün güçleşecektir. Zira bu takdirde CHP, bir yandan yaklaşan Genel Se- çimlerin mücadelesini verirken, öte yandan da rejim meseleleriyle uğraş- mak zorunda kalacaktır. Zira birkaç yıldan beri CHP nin kaderi bu olmuş- tur. Her ah demokratik rejimden bah- setmelerine rağmen, AP liler, hayret edilecek kadar büyük bir umursamaz- lık içinde, sırf daha fazla oy toplamak için sinde kuvvetlere karşı âdeta bir demagoji cephesi açmışlardır. Bundan doğan karışıklıklar ise dajma CHP Ge- nel Başkanı İsmet İnönü tarafından önlenmiştir. Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunayın bundan kısa bir süre önce Meclis ve Senato Başkanlarına yazmış olduğu mektup bunun en ya- kın örneğini teşkil etmektedir, Demi- relin ilk ve en ciddi imtihanını da, ken disinin önümüzdeki günlerde Çanka- yada yapılacak toplantıda ( izleyeceği politika teşkil edecektir. AP, Genel Başkanının değişmesine rağmen, eski tutumunda devam ede- cek otursa. CHP - AP mücadelesinin başlıca sahası Parlâmento olacaktır. Sırada bekliyen önemli kanunlar ve bu arada Siyasi Partiler Kanununun çık AKİS, 4 ARALIK 1964

Bu sayıdan diğer sayfalar: